Kocabıyık ailesinin anlatımları ve Kastamonu Valiliğince yayımlanan “İnebolu`dan Ankara’ya Atatürk ve İstiklal Yolu” kitabındaki bilgilere göre Halime Kocabıyık, 1898 yılında Kastamonu Merkez Duruçay köyünde doğdu. 

Kurtuluş Savaşı başlarında ailesinin tüm engellemelerine karşı çıkarak savaşa katıldı. Erkek kılığına girip saçını erkek gibi kestirerek asker kıyafeti giyen ve sakal tıraşı olan Halime Kocabıyık, İnebolu’ndan Ankara’ya ve Sakarya Cephesine cephane taşıyan görev kolunda gönüllü olarak çalıştı. 

Bu sıralarda 30-32 yaşları civarındaydı.

İnebolu’dan aldığı birçok cephaneyi cephelere ulaştıran Halime Çavuş, düşman kurşunuyla yaralanmış, buna karşın cephe ve cephe ardı görevlerini aksatmadan cansiperâne sürdürmüştür.

Cephane taşıma işinde üstlendiği zor görevlerin üstesinden, kadın olmasına rağmen başarıyla gelen Halime Kocabıyık, soğuk bir kış gününde İnebolu’yu denetime gelen Mustafa Kemal Paşa ile karşılaşır.

Soğuk hava ve kar yağışına rağmen üzerindeki montu cephanenin üstüne örten Halime (Kocabıyık) Hanım, Mustafa Kemal Paşa ve beraberindeki heyetin dikkatini çeker. Paşa, cepheye taşıdığı mermileri kendi hayatından bile fazla önemseyen bu askeri görünce şaşırır ve etkilenir. Ona:

“Neden üzerindeki montu mermilerin üzerine örttün, üşümüyor musun?“ diye sorar. 

Erkek kılığındaki Halime Hanım ise: 

“Benim üşümem hiç önemli değil. Bu cephane yüzlerce belki de binlerce askerimizi koruyacak” der. Bazı kaynaklara göre ise Kocabıyık, “Bey, 100 bin kişi kurtulacak. Ben öleceğim de ne olacak?“ karşılığını vermiştir. 

Bu cevap üzerine Paşa, Halime Kocabıyık’tan eski tabirle “kafa kağıdını” yani kimliğini istedi. Kocabıyık’ın kadın olduğunu anlayan Mustafa Kemal Paşa, yaverine, Onunla ilgili tüm bilgileri not aldırır.

Görevine kaldığı yerden devam eden ve savaşta bulunduğu süre içerisinde gösterdiği insan üstü başarılarla büyük takdir toplayan Halime Kocabıyık, 9 Haziran 1921 tarihinde Yunan savaş gemileri Kılkış ve Averof’un İnebolu’yu bombaladığı sırada şarapnel parçası ile ayağından yaralanarak ordudan ayrılmak zorunda kalmıştır. 

Kastamonu ve Türk kadınının Milli Mücadele’de anıtsallaşmasının, cephe gerisinde ve cephede omuz omuza hizmet verişinin en önemli örneklerinden biridir Halime Çavuş.

Milli Mücadele sonrasında Anadolu'nun diğer kahraman kadınları gibi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Çankaya’da ağırlanan Halime Çavuş burada Gazi unvanı ve maaşı ile taltif edilmiştir. 

Atatürk’ün “Seni yollamayayım, burada kal, bizim kızımız ol” önerisine “Anam-babam beni bekler” şeklinde cevap veren Halime Çavuş, “Ben anaya babaya itaatli evlada saygı duyarım” diyen Mustafa Kemal Atatürk tarafından çeşitli hediyeler verilerek evine uğurlanmıştır.

Halime Çavuş, Milli Mücadele sonrasında da hiç evlenmemiş, her gün tıraş olmuştur. Saçlarını kazıtmış, bir erkek gibi davranmaya devam etmiştir. 

Halime Çavuş 20 Şubat 1976 tarihinde 78 yaşında vefat etmiştir.

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun inşallah..