Başkent Ankara, yarın önemli bir çalıştaya ev sahipliği yapacak.

Türkiye Uzay Ajansı, Türksat, Aselsan, TÜBİTAK, Roketsan, TUSAŞ başta olmak üzere sektörün en önemli kuruluşlarının bir araya geleceği çalıştayda, uydu ve uzay sektörü ele alınacak.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Türksat A.Ş. tarafından yakın yörünge ile küp uydu alanlarındaki son gelişmelerin ele alınacağı “Türksat Yakın Yörünge ve Küp Uydu Çalıştayı", yarın ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde başlayacak ve 2 gün sürecek.

Çalıştay ile ilgili değerlendirmede bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Çalıştay’da küp uydu üretimi ve yer kesimi teknolojileri başta olmak üzere ‘Yeni Uzay’ kavramı ve gelecekteki fırsatların değerlendirileceğini belirtti ve “Bu Çalıştayı düzenleyerek uydu ekosisteminin en büyük firmaları arasında yakın yörünge uyduları alanında bir birliktelik oluşturmayı amaçladık. Çalıştay’da düzenlenecek oturumlarda yakın yörünge uydularına odaklanılarak, bu alandaki son teknolojik gelişmeler, inovasyonlar ve geleceğin uydu sistemlerine yönelik beklentilerin yanı sıra iş birliği fırsatları da ele alınacak.” dedi.

"Yakın yörüngede iş birliğinin ilk adımlarını atacağız"

Bakan Uraloğlu, Çalıştay’da Türkiye Uzay Ajansı ile birlikte Türksat, Aselsan, TÜBİTAK, Roketsan, TUSAŞ başta olmak üzere sektörün en önemli kuruluşlarını bir araya getireceklerine değinerek, “Türksat, Türkiye’nin kendi uydularını üretebilmesi için ülkemizin ilk Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi (USET)’in kurulmasına öncülük etmişti. Daha sonra da Türksat öncülüğünde, TÜBİTAK Uzay, TUSAŞ, Aselsan ve CTECH firmalarını da bir araya getirerek ülkemizin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu Türksat 6A’nın bu tesiste üretimini başlatmıştık.

Türkiye her alanda olduğu gibi uydu sektöründeki gelişmeleri de yakından takip ediyor. Milli Haberleşme uydumuz Türksat 6A’da olduğu gibi şimdi de yakın yörünge uydularında sektörün liderlerini bir araya getiriyoruz. Düzenleyeceğimiz Çalıştay ile yakın yörünge uydularının üretilmesi ve uzaya gönderilmesi noktasında iş birliğinin ilk adımlarını atacağız.” ifadelerini kullandı.

"Uydu ve uzay sektörünün geleceği şekillenecek"

Türkiye’nin uydu çalışmalarının sadece Türksat uyduları ile sınırlı olmadığını işaret eden Uraloğlu, 2012 ve 2016 yıllarında fırlatılan Göktürk gözlem uydularının yanı sıra üniversiteler ve savunma sanayiindeki firmalar tarafından küp uyduların geliştirildiğini anımsattı.

Türksat Model Uydu Yarışması’na katılan takımların da daha sonra şirketleşerek küp uydu üretimi yaptığına dikkat çeken Uraloğlu, “Son birkaç yıl içerisinde Türksat’ın da desteği ile kurulan girişimler tarafından başlatılan yakın yörünge takım uydu projeleri de Türkiye’nin uzay alanında ne kadar istekli, hevesli ve iddialı olduğunun göstergeleridir.

Bu Çalıştay ile de ülkemizin bu yolculuğuna katkıda bulunan ve katkıda bulunmak isteyen tüm taraflar bir araya gelmekle kalmayacak, hem ülkemizi hedeflerine ulaştırmak adına neler yapılabileceği tartışılacak, hem de akademi, endüstri ve kamudan tüm tarafların çok değerli görüşlerinin paylaşıldığı bir platform sağlanmış olacak. Türksat Yakın Yörünge ve Küp Uydu Çalıştayı ile uydu ve uzay sektörünün geleceği şekillenecek.” dedi.

Küp uydular

Küp uydular (CubeSats), tipik olarak her biri 10x10x10 santimetre ölçülerindeki standart kübik birimlerden oluşmaktadır. Görevine bağlı olarak ölçüleri değişiklik gösteren küp uydular ortalama 1 ila 10 kg’lık bir kütleye sahiptir.

Küp uydular, roketlerde bulunan fazladan alanı kullanarak uzaya gönderildiği için ve çok sayıdaki küçük uydu ile aynı anda fırlatılabilmesi nedeniyle düşük fırlatma maliyetine sahiptir. Son teknolojik gelişmeler ile küp uydular yakın yörüngede yaygın olarak kullanılmaya başlandı.

Bu küçük uydular, küçük şirketler, araştırma enstitüleri ve üniversiteler için uzaya ekonomik erişim sağlıyor. Ancak son teknolojik gelişmeler ile küp uydular artık uzaktan algılama ve iletişim gibi uygulamalar için düşük maliyetli olarak ve yakın yörünge de yaygın olarak kullanılmaya başlandı.

Ve hatta bu araçlar, jeolojik enformasyon, tarım, eğitim, gıda güvenliği, iklim değişikliği, kırsal kalkınma, sağlık, kamu yönetimi, enerji, çevre, afet yönetimi, kentsel gelişim gibi pek çok sektörde de kullanılabilir hale geldi.