Altın fiyatları geçen yıl gördüğü 2.075 dolarlık rekorun ardından yeni bir ralli yakalamayı başaramadı. Bazı hisseler ve Bitcoin son aylarda fırlatma rampasından fırlamışçasına yükselirken, sarı metal geçen yılki zirvesinin yüzde 19 altına inerek 1.687 dolara indi. Analistlere göre 1.700 doların üzerinde kalamayan altında satışlar artacak ve altın boğaları yeni destek hatlarına doğru geri çekilmek zorunda kalacak. Orta ve uzun vadede ise iyimserlik korunmaya devam ediyor.

10 AYIN EN DÜŞÜK SEVİYESİNE GÖRDÜ

Enflasyon endişelerini bir tarafa bırakarak Amerikan Doları ve küresel tahvil faizlerine odaklanan altın fiyatları bu hafta 10 ayın en düşük seviyesine geriledi. Fed Başkanı Jerome Powell’ın önceki günkü konuşmasında tahvil getirileri ve enflasyon beklentilerini kontrol altında tutulacağı konusunda piyasaları tatmin edici açıklamalarda bulunmaması volatiliteyi artırdı ve altındaki aşağı yönlü hareketler hızlandı. Peki bundan sonra altını ne bekliyor?

ALTIN GÜNEY CEPHESİNDE SAVAŞMAK ZORUNDA KALABİLİR

Uzmanlara göre altında toparlanma yaşanması için 1.735 dolar geçilmesi gereken bir seviye olarak gösteriliyor. Ardından aşılması gereken ikinci önemli bariyer olarak 1.755 dolar seviyesi bulunuyor. Altının 1.700 doların altında sarkması ise altın boğaları yeni savunma hatlarına geri çekilmek zorunda bırakıyor. Fxstreet’te yer veriler Dhwani Mehta’nın analizine göre 1.700 doların altında boğaların 1.690 hattını koruması gerekiyor. Yoksa daha güneydeki 1.673 dolar cephesinde savaş vermek zorunda kalabilirler. Değerli metal analisti Anton Kolhanov da direnç olarak gördüğü 1.759 doların altında kaldıkça sarı altın için 1.670-1.680 dolar kapısının açık olduğu uyarısı yapıyor.

Credit Suisse de piyasalardan düşüş sinyalleri gelmeye devam ettiğine dikkat çekiyor. 2018/2020 boğa piyasasının yüzde 38.2 geri çekilme seviyesi 1.726 doların halen radarda olmasına rağmen, daha aşağıya doğru hareketlerde 1.670’in gündeme geleceğini belirten Credit Suisse analistleri, daha aşağıda ise 1.620 doları bir olasılık olarak görüyor.

Bağımsız değerli metaller analisti Florian Grummes de 7 aydır sert bir düzeltme hareketi içinde olan altının, girdiği düşüş kanalında 1.660 dolara kadar gevşeyebileceği tahmininde bulunuyor. Grummes, ağustosta 2.075 doların test edilmesinden bu yana meydana gelen satışlarda son büyük dalganın yaşanıyor olabileceğini savunuyor. Grummes’a göre orta ve uzun vadede kıymetli metaller yeniden yükseliş rotası takip edecek.

StoneX analisti Rhona O’Connel da finansal sistem için dolaşan trilyonlarca dolarlık likiditenin halen kendisine park edecek bir yer aradığını belirterek, orta vadede altını destekleyecek faktörlerin devrede olduğunu ifade ediyor. Analiste göre Fed ve ECB’nin bilançosunu her ay yüz milyarlarca dolar genişletmeye devam etmesi altına alım getirecek.

FİTCH ALTIN FİYATLARINDA BÜYÜK ZAYIFLAMA BEKLİYOR

Fitch Solutions, sarı metal fiyatlarının dokuz ayın en düşük seviyesine doğru yol alması nedeniyle bu yıl için altın fiyat tahminini düşürdü. Araştırma ve analitik veri sağlayıcısı şirket, bu yıl için ortalama fiyat beklentisini 1.850 dolardan 1.780 dolara revize etti. Enflasyonist baskılarla fiyatların marttan nisana kadar desteklenmeye devam edeceğini belirten kuruluş, fiyatların 6-12 aylık bir dönemde düşmesi beklendiğinden bunun geçici olacağını düşünüyor. Fitch orta ve uzun vadede birçok uzmanın aksine fiyatlarda büyük bir zayıflama bekliyor. Önümüzdeki birkaç yıl içinde fiyatların daha fazla gevşeyeceğini öngören şirkete göre, altın fiyatları 2022’de 1.400 dolar ve 2023’te 1.200 dolar seviyelerinden işlem görecek.

ALTIN UZUN VADEDE EMNİYETTE

Altın fiyatlarından gelen sert düşüş sinyaline rağmen altına güvenini yitirmeyen birçok analist var. Forbes yazarı olan ve finans krizi dönemindeki analizleriyle tanınan Jesse Colombo, 1.700 doların altına sarkmasının sarı madende ‘satışları’ artırabileceğini söylüyor ve ekliyor: “Fakat 2000’lerin başından ortalarına kadar süren ve 2019’da yeniden başlayan yükseliş trendinin üzerinde kaldıkça altında uzun vadeli görünümün bozulacağını düşünmüyorum.” Colombo, kısa vadede ne olursa olsun, dünya genelinde hükümetlerin ve merkez bankalarının borcunu kabartan para basan eylemlerine karşı bir önlem olarak altın ve gümüşe girişlerin süreceğine inanıyor.

İKİ TARAF DA ELİNİ ETEĞİNİ ÇEKTİ ALTIN ERİDİ

Altın şu an birçok para biriminden ve emtiadan daha kötü performans gösteriyor. Fiyatlar, bu yılın zirvesi 1.950 dolar/ons seviyesinden 260 dolara geriledi. Bunun başlıca nedeni tahvil getirisinin yükselmesi ve piyasalardaki iyimserliğin güvenli liman ihtiyacını azaltması. Londra Külçe Piyasaları Birliği (LBMA) için yıllarca tahmin ve analizler yapan Ross Norman, şu an ne kurumsal yatırımcının ne de merkez bankalarının alım yapmadığını söylüyor. Geçtiğimiz yıl altına destek olan iki tarafın da elini eteğini çektiğini ifade eden Norman’a göre, altının Çin’de primli işlem görmesi ise fiziki talep tarafının güçlendiğine işaret ediyor. “Bu yıl iki yarıdan oluşuyor. Zayıf geçen ilk yarının ardında ikinci yarıda enflasyon emarelerini göreceğiz” şeklinde konuşan Norman, “Bu da altını güçlendirecek. Dolayısıyla yıl içinde 2.300 doların test edilebileceği beklentimi koruyorum” diyor.

POWELL KONUŞTU, GÜMÜŞÜN DE GARDI DÜŞTÜ

Amerikan Doları’nın güçlü seyretmesi ve tahvil getirilerinin yüzde 1.5’i aşarak son 1 yılın en yüksek seviyesinde olması altının ardından gümüşü de baskı altına aldı. Fed Başkanı Jerome Powell’ın yükselen faizler için müdahale sinyali vermemesi ve enflasyondaki yükselişin geçici olabileceğini vurgulaması sonrasında gümüşün gardı düştü ve fiyatlar 26 ons/doların altına indi. Sosyal medya platformlarında bireysel gümüş yatırımcısının organize olarak yaptığı alımların yardımıyla geçen ay 30 doların üzerine çıkan gümüş daha sonra 28-27 dolar bandına oturmuştu. Bir süredir 27 doların üzerinde kalmaya çabalayan gümüş bu hafta ise faiz ve doların baskısına dayanamayarak art arda 3 gün geriledi. Uzmanlara göre, 26 doların altında kalmak beyaz madeni, 17 Ocak’ta gördüğü yılın en düşük seviyesi 24 dolara geri gönderebilir.

GÜMÜŞ ALTINDAN DAHA İYİ PERFORMANS GÖSTERECEK

Ancak uzun vadede gümüş uzmanlara göre önemli fırsatlar sunmaya devam ediyor. Amerikan finans kuruluşu JP Morgan’ın eski genel müdürü ve şimdi Trovio CEO’su olan Jon Deane, enflasyonist baskıların artık hissedilmeye başladığını belirterek, bu ortamda en iyi yatırım araçlarından birinin gümüş olduğu açıklamasını yaptı. Jon Deane, metale fiziki talebin sürdüğünü, küresel olarak gümüş açığı olduğunu ifade ederek, gümüşün altından daha iyi performans göstermeye devam edeceğini savunuyor. Deane’ya göre bu yıl gümüşün 60 dolara ulaşma potansiyeli bulunuyor. Analist, COVID kaynaklı üretim sıkıntısının sürdüğünü ve gümüş piyasalarında artan üretim kaygılarına enflasyon endişelerinin eklenmesiyle bu yıl gümüşte yukarı yönlü beklentilerini koruduklarını dile getiriyor.

İRİDYUM FİYATLARI ÜÇE KATLADI, 5.000 DOLARA GİDİYOR

Platin ailesinin bir üyesi olan ve dünyadaki en nadir değerli metaller arasında yer alan iridyumun fiyatında büyük bir artış yaşanıyor. En büyük tedarikçisi Güney Afrika’da üretimin gerilemesi, buna karşın 5G teknolojisindeki ilerlemeler ve otomotiv sektörü kaynaklı talebin büyümesi fiyatların aralık ayından bu yana üçe katlanmasına neden oldu. Dünyanın en büyük ikincil platin grubu maden rafinerisi Johnson Matthey, ve BASF fiyatların 4.800 dolara çıktığını bildirdi. İridyum, Aralık ayında 1.700 dolar civarında işlem görüyordu. Ekonominin canlanması ancak halen COVID-19 kısıtlamaları kaynaklı üretim sıkışıklığının sürmesiyle fiyatların 5 bin dolara kadar çıkabileceği belirtiliyor. Küresel iridyum üretimi yaklaşık 250 bin ons civarında ve arzın yüzde 85’i Güney Afrika’dan geliyor.

Günümüzde iridyuma olan talep esas olarak elektronik, otomotiv, kimya endüstrilerinden geliyor. Klor-alkali işlemlerinde ve katalizörlerde elektrotları kaplamak için kullanılıyor. Diğer uygulamaları arasında pivot yatakları ve bilimsel ekipmanlar da bulunuyor. Ancak esas olarak alaşımlarda kullanılıyor. Osmiyum/iridyum alaşımları, dolma kalem uçları ve pusula yatakları için kullanılıyor.

Yeryüzündeki iridyumun önemli bir bölümünün meteorlarla geldiği düşünülüyor. Göktaşlarının çarpmadığı yüzeylerde ise az miktarda bulunuyor.