Ãœlkece büyük bir distopiÄŸin içinde yaşıyoruz.Â
Â
Sadece içinde bulunduÄŸumuz konum veya yerden kaynaklanmıyor bu durum.Â
Â
Toplum olarak da distopik bir ruh hali ve piskoz yaşıyoruz aslında.Â
Â
Her bir bireyin geleceğe yönelik ciddi kaygıları ve endişeleri var.
Â
Bu kaygıları ve endişeleri bertaraf etmenin sorumluluğu ve görevi ilk elden iktidara düşse de muhalefete de birçok sorumluluk ve görev düşüyor.
Â
İktidarı zorlayacak olan, muhalefettir. Bu sorumluluktan kaçınılması toplumun da çökertilmesi demek aslında.
Â
Her açıdan sıkıntılı bir ahval var karşımızda.Â
Â
Toplum ve devlet sistematiÄŸi olarak baÅŸta Kürt sorunu olmak üzere, ekonomik ve sistemsel birçok konuda kilitlenmiÅŸ vaziyetteyiz.Â
Â
Ve ne yazık ki bu sorunlar karşısında çözüm üretemeyen, üretemediği sürece de giderek distopik bir sisteme evrilen bir iktidar var karşımızda.
Â
Temel hak ve özgürlüklerin yadsınamayacak derece kısıtlı bir hale dönüşmesi, hiçbir dönem bu denli ağırlaşmamış ve çözümsüz de kalmamıştı.
Â
Dolar karşısında eriyen Türk Lirası, içinde bulunduÄŸumuz durumun da bir özeti aslında.Â
Â
Hangi açıdan bakarsak bakalım, hangi siyasi bakış açısı ile deÄŸerlendirirsek deÄŸerlendirelim, gelinen nokta itibari ile ülkenin içinden çıkılamayacak bir hale dönüşeceÄŸi korkusu hepimizde mevcut.Â
Â
YaÅŸamsal deÄŸerlerini idame ettirebilme noktasında sona doÄŸru yaklaÅŸan ve yaklaÅŸtıkça da distopik bir ruh halini derinden yaÅŸayan toplum, belki de umudu, erken seçime baÄŸlamış durumda.Â
Â
Ancak mevcut durumun bu haliyle devam etmesi ve bu konum üzerinden seçime gidilmesinin de çözümü getireceÄŸinden ziyadesiyle endiÅŸeliyim.Â
Çünkü güce tapınan bir siyaset arenasından hak ve özgürlükler temeli oluşturulamaz.
Â
Ne yazık ki dünün ezileni konumunda olan bugünün efendisi haline dönüşmüş vaziyette.
Â
2002 ile beraber yeni bir değişim rüzgârı ve dönüşüm süreci başlattığını icraatlarıyla beraber gösteren iktidar, geldiği nokta itibariyle sorunlu ve içinden çıkılmaz bir ruh halini taşıyarak, toplumu dizayn etmeye ve dizayn etmeye çalıştığı bu algı ile de devlet sistematiği üzerinden geleceği yaratma eğiliminde.
Â
Ancak buradan bir sonuç çıkmaz.Â
Â
En temel hak ve özgürlüklerin dahi dile getirilmesine tahammülünüz kalmadıysa, hukuku askıya almaya çalıştığınızda, yazarlara cezaevlerinin kapısını gösterdiÄŸinizde, ekonomik deÄŸerleri anlamsız bir inatla bir bir çökerttiÄŸinizde, eleÅŸtirel her tutumu engellemeye çalıştığınızda, sokak ortasında kadınlar vahÅŸice katledildiÄŸinde ve buna seyirci kaldığınızda, muhalefet bloÄŸunu terörle yaftaladığınızda, feraset ve adalet dediÄŸiniz misyonunuzdan küller kalır geriye.Â
Â
Böylece fiksiyondan öteye geçmez söylemleriniz.
Â
YaÅŸadığımız hayatlar çok matahmış gibi ekonomik olarak da darboÄŸaza girilmesi, toplum psikolojisini de çökertmek üzere.Â
Â
Yapılması gereken, temel hak ve özgürlüklerin bir an evvelinden Anayasal güvenceye baÄŸlı kılınması, yargı bağımsızlığı ve teminatı üzerinde var olan baskıcı ve dayatmacı tutuma son verilmesi, dolar karşısında alınan tavrın bir an evvel deÄŸiÅŸtirilmesi, ötekileÅŸtiren deÄŸil kapsayıcı ve özgürlükçü bir yaklaşımla siyasetin yeniden rayına oturtulması ve siyasi tutuklamalara son verilmesidir.Â
Â
Bu toplum bin yıldır süregelen bir kültürün devamı.
Â
Ve birçok iktidar deÄŸiÅŸti bugüne deÄŸin.Â
Â
Ancak toplum olarak umutsuzluğa bu denli kapınılmadı.
Â
Sokağın sesini dinleyin.Â
Â
Orada kendinizi ve geleceÄŸinizi göreceksiniz.Â
Â
Karar sizin.
Â