Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleşen “Dünyayı Sarsan Virüs Korona” konulu toplantıya SAÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Temel Gürdal, SAÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Oğuz Karabay, SAÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Altındiş ve Sakarya İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Aziz Öğütlü konuşmacı olarak katıldı.

SAÜ OLARAK ÖNLEMİMİZİ ALDIK

Küresel bir salgına yol açan Korona virüs konusunda öğrencilerin ve personelin bilgilenmesi amaçlanan toplantıda konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Temel Gürdal, Sakarya Üniversitesi olarak Korona virüs konusunda önlemlerini aldıklarını ifade etti. Prof. Dr. Gürdal, Türkiye’de virüsün henüz görülmediğini belirterek, virüsün yaygın olduğu ülkelerden gelen öğrencilerle ile ilgili de bir takım tetkiklerin ve tedbirlerin alındığını söyledi. Prof. Dr. Oğuz Karabay, virüsün dış ortamlara dayanıklılığı, maske kullanımı ve algı yönetimi konularına değinerek, Korona kaynaklı ölümlerin SARS ve MERS virüslerine göre düşük olmasına rağmen Korona virüsünün çok hızlı yayıldığını, bu nedenle korku ve paniğe neden olduğunu vurguladı. Sakarya’da şu ana kadar tanı konmuş hiçbir vak’a olmadığını belirten Karabay, SAÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Kliniğinin Türkiye’de seçilmiş 25 merkezden bir tanesi olmasının Sakarya Üniversitesi adına övünülecek bir durum olduğunu dile getirdi.

100 KİŞİDEN 3’ÜNÜ ÖLDÜRÜYOR

SAÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Oğuz Karabay, Korona virüsünün bundan önceki evrelerinin SARS ve MERS olduğunu belirterek, ancak bu virüslerin mutasyon geçirerek Korona virüsüne dönüştüğü bilgisini verdi. Korona virüsünün geçirdiği evreleri anlatan Prof. Dr. Oğuz Karabay, Korona virüsünün yüzde 3’lük bir ölüm oranına sahip olduğunu kaydederek, “Korona 2003 yılından önce hiç akciğere inmiyordu. Özellikle Korelilerde virüsün akciğere indiği bazı vak’alar görüldü ve buna SARS denildi. 2012’de de özellikle deveden bulaşarak MERS dediğimiz hastalığa yol açtı. Günümüzde ise bu virüsün Covid-19 olarak karşımıza çıktı. Öksürme ve hapşırma yoluyla saçılan damlacıklarla, hastanın etkileşimde olduğu yüzeylerden, göz, ağız, burun mukozasından bulaşıyor. Şu anda el sıkışma, sinemaya, tiyatroya gitme zamanı değil. Bu virüsün 14 güne kadar bulaştırma süresi var. Fakat insanların yüzde 80’ine 3,3 gün süreyle bulaşıyor. En uzun kuluçka süresi 14 gün olduğu için 14 günü temel almak zorundayız” dedi.

KONAK OLARAK HAYVANLARI KULLANIYOR

SAÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Altındiş de Korona virüsün fizyolojik yapısından bahsetti. Virüsün hayvandan insana bulaşan zoonoz bir virüs olduğunu, bu nedenle zayıf bir virüs olduğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Altındiş, “Virüs aslında zarflı bir virüs, eski klasik formlarıyla soğuk algınlığı yapan bir virüs. Özellikle kış aylarında, sonbahara doğru, solunum yolu enfeksiyonlarından sorumlu bir virüs. Zaman zaman da salgınlar yapmakta, hatta bunun sinir sistemine de bulaşan nadir formları da bulunabilmektedir. Fakat Covid-19 virüsü insandan insana damlacıklar yolu ile bulaşıyor. Yani birisi öksürdüğü zaman 1 metre etrafına yayılıyor” şeklinde konuştu.

YURT DIŞINDAN GELENLER EN AZ 14 GÜN EVDE KALMALI

Sakarya İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Aziz Öğütlü de Korona virüsü konusunda Sağlık Bakanlığınca alınan tedbirlere değinerek, yurt dışından gelen yolcularla nasıl ilgilenildiğini anlattı. Bakanlık olarak yurt dışından gelenlere 14 gün evlerinden çıkmamalarını önerdiklerini aktaran Öğütlü, “Eğer çıkmaları gerekiyorsa da maske ile çıkmalarını öneriyoruz. Her gün arayarak sağlıklarını soruyoruz. Acil durumlarda sağlık personeli yönlendiriyoruz. Evde iyi havalanan bir odada bulunmalarını tavsiye ediyoruz. Yurt dışından gelen kişinin bardak, tabak, kaşık, havlu gibi eşyalarının ortak kullanılmaması gerekiyor. Korona, çok dayanıksız bir virüs, kıyafetler 60-90 derecede normal deterjan ile yıkanınca hepsi ölüyor. Korunma için de el hijyeni, iyi beslenme, kaliteli ve yeterli uyku, bol ve yeterli sıvı alınması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Program, katılımcılardan gelen soruların yanıtlanmasıyla sona erdi.

(Burak Can Tokyürek /İHA)