23 Şubat 1933’de, Uluslararası Yataklı Vagonlar Şirketi olan Fransız Wagon-Lits Şirketinin Beyoğlu Şube Müdürü Mösyö Jannonive ile memur Naci Bey arasında başlayan dil tartışması neticesinde Naci Beye para cezası ve 15 gün işten uzaklaştırma cezası verilmesinin, kısa bir süre içerisinde basına ve kamuoyuna yansımasıyla milli bir mesele haline gelmesi olayıdır.
Vagon-Li Şirketi'nde çalışan Naci Bey'e, telefonda Türkçe konuşması nedeniyle “şirketin resmi dilinin Fransızca olduğu" bildirilerek ceza verilir. Bu durum, Vagon-Li Olayı'nın başlamasına neden olmuştur.
Yataklı ve yemekli vagonları bulunan Fransız demiryolu işletmesi Vagon-Li (Wagons-Lits) şirketinde, 22 Şubat 1933 tarihinde Belçikalı müdür Jannonive, telefonda Türkçe konuşan memur Naci Bey'e şirketin resmi dilinin Fransızca olduğunu bildirerek, önce bağırıp çağırır, hakaretler eder, sonra da 25 kuruş para cezası ve 15 gün işten uzaklaştırma cezası verir.
Bu olay dönemin gazetelerine yansıyınca 25 Şubat 1933 günü aralarında Peyami Safa, Cahit Arf gibi tanınmış isimlerin de bulunduğu Darülfünun ve Milli Türk Talebe Birliği öğrencileri, şirketin Beyoğlu'nda bulunan bürosu önünde toplanıp protesto gösterileri yapmaya başlamışlardır.
Daha sonra olaylar büyümüş, camları kırarak Vagon Li şirketinin Beyoğlu’ndaki bürosuna giren öğrenciler, Mustafa Kemal Atatürk’ün duvarda asılı olan resmini aldıktan sonra büroyu tahrip etmişlerdir.
Grup, ellerinde Mustafa Kemal resmi ve Türk bayraklarıyla şirketin Karaköy’de bulunan bürosuna da gelerek, aynı şekilde Mustafa Kemal Atatürk’ün resmini duvardan aldıktan sonra burayı da tahrip etmişlerdir.
En sonunda İstanbul Valiliği'nin önüne gelen kalabalık, gazete binalarının önünde bir süre daha gösteriye devam etmişler ve ellerindeki Mustafa Kemal Atatürk’ün resimlerini halkevine teslim ettikten sonra dağılmışlardır.
Yaşanan olayların ardından şirket, Naci Bey’i yeniden işe başlatırken, Belçika’dan gelerek olayı inceleyen şirket müfettişleri Jannoni’yi görevden alırlar.
Bu arada Vagon-Li kadrosunun, tamamen değiştirilmesi ve Türk memurların sayısının arttırılması yoluna gidilmiştir.
Milli hislerin zirve yaptığı günlerde 1928’de olduğu gibi “Vatandaş Türkçe konuş” kampanyası başlatılmıştır. Bu çerçevede azınlıkların yoğun olarak iş ve ikametlerinin bulunduğu Beyoğlu, Taksim, Karaköy civarında birçok yabancı şirket isimlerini Türkçe isimlerle değiştirmek zorunda kalmıştır.
Vagon-Li şirketi de daha sonra Osmanlı Devleti döneminden kalan birçok yabancı şirket gibi devletleştirilmiştir.