![]() |
Tweet |
Anlaşmanın ardından, bu beş Türk devletinin Güney Kıbrıs'a büyükelçilik açma kararı alması ve Birleşmiş Milletler kararlarına bağlılıklarını bildirmesi Türkiye'de yankı uyandırdı. Türkiye'nin ise bu gelişmelere karşı kamuoyuna yansıtmadan, meseleyi "aile içinde" çözme stratejisi izlediği belirtiliyor.
Gelişmeler:
AB ile imzalanan anlaşma kapsamında, söz konusu ülkelerin BM'nin 541 ve 550 sayılı kararlarına destek vererek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne karşı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni Kıbrıs'ın "tek meşru hükümeti" olarak tanıdığı ifade ediliyor. Bu durum, BM Güvenlik Konseyi'nin 4. maddesi çerçevesinde değerlendirildiğinde, Türk devletlerinin Türkiye'yi Kıbrıs'ta resmi olarak "işgalci güç" olarak kabul ettiği anlamına gelebileceği yorumlarına neden oldu.
AB'nin Ekonomik Baskısı İddiaları:
Türkiye'den konuyla ilgili resmi bir açıklama yapılmazken, AB'nin beş Orta Asya ülkesine ekonomik baskı uygulayarak bu kararları imzalattığı iddiaları gündeme geldi. Kırgızistan ve Tacikistan'ın, AB'nin ekonomik baskıları nedeniyle bildirideki ilgili bölümlere destek vermek zorunda kaldığı öne sürülüyor. AB'nin bildiriye imza atan ülkelere yardım ve yatırımı kesme tehdidinde bulunduğu, Özbekistan'ı ise Geliştirilmiş Ortaklık Müzakerelerini durdurmak ve yatırımları askıya almakla tehdit ettiği belirtiliyor.
Türkmenistan'ın Çekincesi ve Kazakistan'ın Tutumu:
Kazakistan, herhangi bir yaptırıma maruz kalmadığını ve bu kararı bağımsız bir şekilde aldığını açıkladı. Ancak diplomatik kaynaklar, Kazakistan'a da perde arkasından baskı uygulandığını iddia ediyor. Türkmenistan ise tarafsızlık statüsü nedeniyle bildirideki Kıbrıs ile ilgili ifadelere çekince koyduğunu bildirdi. Türkmenistan'ın 1995 yılında BM Genel Kurulu'nda Türkiye'nin de dahil olduğu 185 ülkenin oybirliğiyle "Daimi Tarafsızlık Statüsü" kazandığı ve bu kapsamda herhangi bir taraf olmadığı vurgulandı.
Türkiye'nin Stratejisi: "Aile İçi Mesele" Yaklaşımı:
Türkiye, beş ülkenin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yönelik aldığı kararlara ilişkin kamuoyunda herhangi bir açıklama yapmaktan kaçınıyor. Ancak, kapalı kapılar ardında diplomatik tepkiler verdiği iddia ediliyor. Türk Hükümeti'nin, basın önünde Türk Devletleri'ne tepki göstermesinin Rum kesimi ve Yunanistan'ın elini güçlendirebileceği değerlendiriliyor. Ankara'nın bu konuyu "aile içi mesele" olarak değerlendirerek sessiz bir şekilde sorunun çözülmesi için çalışmalar başlattığı belirtiliyor.