Arap Birliği, Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) yaptığı tarihi başvuruda, Filistin halkına yönelik tarihi adaletsizliklere son vermenin ve bölgede güvenlik ile istikrarı sağlamanın tek yolunun Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının iadesi olduğunu vurguladı. Bu başvuru, Arap Birliği Genel Sekreterliği'nin, BM, uluslararası örgütler ve işgal altındaki Filistin topraklarındaki diğer devletlerin, özellikle de İsrail'in UNRWA'nın faaliyetlerine ilişkin yükümlülükleri hakkındaki UAD'ye sunduğu sözlü savunmada yer aldı.

Arap Birliği Genel Sekreteri'nin resmi sözcüsü Müsteşar Cemal Rüşdi, Genel Sekreterliğin sözlü savunmasının önemli bir hukuki belge olduğunu belirterek, İsrail'in BM, uluslararası örgütler ve insani yardım alanında çalışan diğer ülkelerin faaliyetlerinin engellenmemesi ve başta UNRWA olmak üzere çalışmalarının kolaylaştırılması için uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.

Arap Birliği, Filistin halkına yardım sağlamada UNRWA'nın hayati rolünü vurgularken, BM'nin Filistin davası konusundaki daimi sorumluluğunu ve tüm devletlerin Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını elde etmesini sağlayacak tedbirleri alma sorumluluğunu hatırlattı. Birlik, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının uluslararası hukukta kesin olarak yerleşmiş, devredilemez bir hak olduğunu vurguladı.

Başvuruda, iki devletli çözüm vizyonuna dayalı adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışa ulaşılması, İsrail işgalinin sonlandırılması ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması için Filistin halkına kendi kaderini tayin hakkının iade edilmesinin önemi vurgulandı.

Arap Birliği, UAD'nin BM ve uluslararası yardım kuruluşlarının işgal altındaki Filistin topraklarındaki faaliyetlerine ilişkin İsrail'in uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini teyit eden ve yakın zamanda yayınlanması beklenen tavsiye kararının önemini vurgulayarak, bu kuruluşların çalışmalarının engellenmemesi gerektiğini belirtti.

Birlik, İsrail'in uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuku ihlal etmeye devam etmesinin uluslararası alanda reddedilmesini ve kınanmasının boyutunu yansıtan, Filistin halkını açlığa mahkum etme politikasını, insani yardım ulaştırılmasını engelleyerek bir silah olarak kullanmakta ısrar etmesini kınadı ve mahkemeye muhtıralar sunan tüm ülkelere ve kuruluşlara teşekkür etti.

Bu başvuru, işgal altındaki Filistin topraklarındaki faaliyetlerine yönelik İsrail kısıtlamaları nedeniyle zorluklarla karşılaşan UNRWA'ya destek amacıyla yapılan uluslararası çabaların bir parçası olarak değerlendiriliyor. UNRWA, Filistinli mültecilere insani destek ve koruma sağlamak amacıyla 1949 yılında kurulmuş olup, milyonlarca Filistinliye eğitim, sağlık hizmeti ve yardım ulaştırılmasında hayati bir rol oynamaktadır.