Diyarbakır masaj Aksaray masaj Afyon masaj Amasya masaj Bolu masaj Burdur masaj Elazığ masaj Erzincan masaj Erzurum masaj Düzce masaj Edirne masaj Isparta masaj Giresun masaj Karabük masaj Kastamonu masaj Sinop masaj Kırıkkale masaj Kırklareli masaj Kırşehir masaj Mardin masaj Nevşehir masaj Niğde masaj Ordu masaj Osmaniye masaj Rize masaj Tokat masaj Zonguldak masaj Uşak masaj Yozgat masaj Bingöl masaj
escort bayan İstanbul escort İzmir escort Kahramanmaraş escort Kastamonu escort Kayseri escort Kıbrıs escort Kırklareli escort Kocaeli escort Konya escort Kütahya escort Erbaa escort Erdemli escort Ereğli escort Erenler escort Ergene escort Esenler escort Esenyurt escort Eskil escort Espiye escort Eyüpsultan escort Eyyübiye escort Fatih escort Fatsa escort Fethiye escort Finike escort Gaziemir escort Gaziosmanpaşa escort Gazipaşa escort Gebze escort Gediz escort Gelibolu escort Gemerek escort Gemlik escort Geyve escort Gölcük escort Gönen escort Görükle escort Güllük escort Gümbet escort Gümüşlük escort Güngören escort Gürsu escort Haliliye escort Hendek escort Horasan escort Ilgın escort İlkadım escort İncirliova escort İnegöl escort İskenderun escort İzmit escort İznik escort Kadirli escort Kadıköy escort Kadınhanı escort Kağıthane escort Kahramankazan escort Kangal escort Kapaklı escort Karabağlar escort
www.vipeskortmodel.com Gaziantep escort Denizli escort Adana escort Hatay escort Aydın escort İzmir escort Ankara escort Antalya escort Bursa escort İstanbul escort Kocaeli escort Konya escort Muğla escort Malatya escort Kayseri escort Mersin escort Samsun escort Sinop escort Tekirdağ escort Eskişehir escort Yalova escort Rize escort Amasya escort Balıkesir escort Çanakkale escort Bolu escort Erzincan escort Van escort Yozgat escort Zonguldak escort Afyon escort Adıyaman escort Bilecik escort Aksaray escort Ağrı escort Bitlis escort Siirt escort Çorum escort Burdur escort Diyarbakir escort Edirne escort Düzce escort Erzurum escort Kırklareli escort Giresun escort Kilis escort Kars escort Karabük escort Kırıkkale escort Mardin escort Kırşehir escort Maraş escort Manisa escort Muş escort Kastamonu escort Ordu escort Nevşehir escort Sakarya escort Osmaniye escort Şanliurfa escort Sivas escort Trabzon escort Tokat escort Ardahan escort Bartın escort Karaman escort Batman escort Bayburt escort Bingöl escort Elazığ escort Gümüşhane escort Hakkari escort Isparta escort Uşak escort Igdır escort Şırnak escort
Bodrum escort Kuşadası escort Marmaris escort İzmit escort Mecidiyeköy escort Bornova escort Alanya escort Arnavutköy escort Ataşehir escort Başakşehir escort Esenler escort Esenyurt escort Fatih escort Gaziosmanpaşa escort Kağıthane escort Kartal escort Küçükçekmece escort Maltepe escort Sarıyer escort Pendik escort Sultangazi escort Ümraniye escort Zeytinburnu escort Adapazarı escort Aksu escort Anamur escort Antakya escort Atakum escort Belek escort Beykoz escort Buca escort Çankaya escort Çorlu escort Dalaman escort Edremit escort Erdemli escort Gaziemir escort Gazipaşa escort Gölcük escort Gümbet escort Gümüşlük escort İlkadım escort İnegöl escort İskenderun escort Karşıyaka escort Kaş escort Kavaklıdere escort Keçiören escort Kepez escort Konak escort Konyaaltı escort Köyceğiz escort Menderes escort Menemen escort Menteşe escort Mezitli escort Ödemiş escort Odunpazarı escort Osmangazi escort Pamukkale escort Şahinbey escort Serdivan escort Seyhan escort Side escort Şile escort Silifke escort Silivri escort Tarsus escort Tire escort Torbalı escort Toroslar escort Turgutreis escort Yalıkavak escort Bandırma escort Çerkezköy escort Kahramankazan escort Elbistan escort Milas escort Polatlı escort Çarşamba escort Ceyhan escort Nazilli escort Söke escort İznik escort Susurluk escort Melikgazi escort Yıldırım escort Bafra escort Akçaabat escort Salihli escort Akhisar escort Soma escort Turgutlu escort Yatağan escort Köyceğiz escort Merzifon escort Lüleburgaz escort Sandıklı escort Gelibolu escort Çan escort Dörtyol escort
İstanbul masöz Avrupa masöz Maltepe masöz Mecidiyeköy masöz Kadıköy masöz Etiler masöz Beşiktaş masöz Bakırköy masöz Anadolu Yakası masöz Ataşehir masöz Beylikdüzü masöz İstiklal masöz Beykoz masöz Bayrampaşa masöz Başakşehir masöz Bahçeşehir masöz Bahçelievler masöz Bağcılar masöz Avcılar masöz Ataköy masöz Çekmeköy masöz Çatalca masöz Büyükçekmece masöz Beyoğlu masöz Kurtköy masöz Küçükçekmece masöz Kemerburgaz masöz Halkalı masöz Güngören masöz Gaziosmanpaşa masöz Fatih masöz Eyüpsultan masöz Esenyurt masöz Esenler masöz Şişli masöz Şirinevler masöz Silivri masöz Sarıyer masöz Sancaktepe masöz Pendik masöz Nişantaşı masöz Merter masöz Zeytinburnu masöz Üsküdar masöz Tuzla masöz Taksim masöz Sultangazi masöz Sultanbeyli masöz Sultanahmet masöz Denizli çelik çatı
Bugun...


Osman TURNA

facebook-paylas
FELSEFECİLERİNTUTARSIZLIĞI-37
Tarih: 01-05-2020 17:43:00 Güncelleme: 01-05-2020 17:43:00


İmamGAZALİ

Tehâfüt El-Felâsife (Felsefecilerin Tutarsızlığı)

...

ONYEDİNCİ SORUN

(Mucizelerle ilgilidir)

 

Alışmışlıkhalindekiler olarak, neden diye inanılan şey ile neden olunan diye inanılan şey arasını birleştirmek bize göre zorunlu değildir. Aksine her ikisi ayrı şeylerdir, bu; o değildir, oda bu değildir. Birinin kanıtlanması diğerinin kanıtlanmasını kapsamaz. Birinin yok sayılması diğerinin yok sayılmasını da içermez. Birinin varlığı için; diğerinin varlığı zorunlu olmadığı gibi, birinin yokluğu diğerinin yokluğu için zorunlu değildir. Susuzluk ve su içmek, doymak ve yemek, yanmak ve ateşe girmek, aydınlık ve güneşin doğması, ölüm ve birinin öldürülmesi,iyileşmek ve ilaç içmek, ishal ve ishal edici kullanmak ve bunlar gibi tıpta, astroloji  biliminde,  sanatlarda ve becerilerde görüldüğü gibi birbirine bitişik şeyler değildir. Bunların birbirine bitişik oluşu Allah’ın daha önceki  belirlemelerinden dolayıdır. Aksine, yemeden tokluğu yaratmak, boynunu kesmeden ölümü yaratmak, boynu kesmekle birlikteyaşamı devam ettirmek ve daha buna benzer artarda gelişlerin tümüne Allah'ın gücü yeter.

 

Felsefeciler ise bunun, olabilir oluşunu kabul etmeyerekolanaksız olduğunu ilerisürmüşlerdir.

 

Sayılmaktan uzak olan bu konulara göz atmak uzun olur. Biz bir örnek belirleyelim. Bu örnek ise sözgelimi, pamuğun ateşe değdiği anda yanması olayı olsun. Biz ateşle pamuk arasında buluşma olduğu durumda pamuğun yanmamasınınolabilir olabileceğinidüşünürüz. Ayrıca pamuğun ateş dokunmadan yanmış bir kül haline dönebileceğinin de olabilir olabileceğinidüşünürüz. Onlar ise bunun uygunluğunu reddederler.

 

Bu konuda söylenecek  sözün üç derecesi vardır:

 

Birinci derece; karşıtlar iddia edebilir ki, yanmanın etkeni yalnızca ateştir. Ateş, isteğe bağlı olarak değil, kendi doğası gereği etkendir. Dolayısıyla yanmaya elverişli bir yere düştükten sonra onun kendi doğasında yer etmiş olan yakma eylemine engel olması olası değildir.

 

Biz ise bunu kabul etmiyoruz. Aksine diyoruz ki; Pamukta kararmayı yaratarak, parçalarını ayırarak veya onu yanık kül haline getirerek yanma eyleminin etkeni Allah’tır. Bunu ya melekleri aracılığıyla ya da aracısız olarak yapar. Ateş ise cansız bir maddedir, onun fiili olamaz.

 

Yanmanın etkeninin ateş olduğunun kanıtı nedir? Onlara göre; ateşin pamuğa değmesi halinde yanmanın meydana geldiğini gözlemekten başka bir kanıtı yoktur. Gözlem o anda yanmanın meydana geldiğinigösterir, ancak bu onunla meydana geldiğine, yanmanın ateşten başka bir nedeni bulunmadığınıgöstermez. Çünkü ruhun, kavrayış gücü ve hareket veren duygunun; canlıların menisinden akıp meydana gelmesi, sıcaklık ve soğukluk, kuruluk ve yaşlık gibi sınırlı doğallıklardan doğmaz. Böylece baba meniyi annenin rahimine salıvermekle oğlunun etkeni değildir, oğlunun yaşamının, görmesinin ve işitmesinin ayrıca bunun içerisine giren diğer özelliklerin yapanı değildir. Bilindiği gibi bunlar o anda varlık bulmaktadır, ancak bir kimse “onunla varlık bulmaktadır” diyemez. Aksine çocuğun varlık bulması; Allah tarafından ya aracısızdır ya da bu gibi sonradan var olan işlere bakan melekler aracılığıyladır.

 

Yaratıcının” varlığını kabul eden vefelsefecileri susturan ve onlarla konuşmayı kesen konu işte budur.

 

Burada ortaya çıkıyor ki; bir şeyin yanında var olmak, onunla var olmayıgöstermez.

 

Ayrıca biz bunu bir örnekle açıklayalım; Şöyleki, anadan doğma körün iki gözünde perde olsa ve gece ile gündüz arasındaki farkı hiç kimseden işitmemiş olsa ve bir gündüz, iki gözünün perdesi kalksa, göz kapakları açılsa ve renkleri görse, zanneder ki; iki gözünde meydana gelen renklerin şekilleriyle ilgili kavrayışın etkeni gözün açılmasıdır. Onun gözü açık ve sağlam olur da perdesi kalkmış bulunursa karşısında bulunan kişi de renkli bulunursa, kuşkusuz ki onu görecektir. Görmemesi düşünülemez. Gerçekten güneş batıp hava kararınca o zaman renklerin gözünde izlenmesine güneşin ışığının neden olduğunu anlar. Öyleyse karşıtlar; varlığın başlangıcında başka neden ve nedenlerin bulunmasını ve aralarında buluşma meydana gelince ondan bu var olanların meydana gelmiş olmasını nereden kestirebilir? Bu nedenler bellidirler, yok olmazlar. Onlar hareket eden cisim değildirler ki yok olsunlar. Eğer yok olup kaybolsaydılar biz ayırımı farkeder ve anlardık ki, gördüğümüzün ötesinde başka nedenler de vardır. Onların kurallarına kıyasla bu, çıkışı olmayan bir noktadır.

 

Bununiçin felsefecilerin araştırıcı olanları sözbirliği ederler ki; cisimler arasındaki buluşma durumunda meydana gelen belirtiler ve sonradan var olanlar ve tümüyle ilişki farklılıkları “biçimleri veren” katında meydana gelmektedir ve o meleklerden bir melektir. Üstelik dediler ki; renklerin gözde izlenimi, biçim veren melek tarafından meydana gelmektedir. Güneşin doğması, sağlam gözbebeği ve renkli cisim ise bu şekilleri kabul etmek için hazırlanmış birer aracı ve yerlerdir. Onlar bu konuyu tüm sonradan var olanlarda dile getirmişlerdir.

 

Böylece ateşin yanmanın yapanı, ekmeğin doymanın etkeni, ilacın sağlığın etkeni olduğunu iddia eden ve daha buna benzer nedenleri öne sürenlerin iddiası hükümsüz olmaktadır.

 

İkinci derece ise; bu sonradan var olanların, var olanların ilkelerinden kaynaklandığını, ancak şekilleri kabul yeteneğinin, görülen gözlemler nedeniyle meydana geldiğini söyleyen ve nesnelerin bu ilkelerinden seçme ve istek yoluyla değil, ışığın güneşten çıkması gibi, gerekli ve doğal olarak ortaya çıktığını kabul edenlere karşıdır. Onlara göre şekilleri kabul konusundaki tartışma farklı olmuştur. Çünkü kabul yeteneği farklıdır. Parlak bir cisim güneşin ışınlarını alır ve geri çevirir. Böylece onunla bir başka yer aydınlanır. Çamur ise bunu kabul etmez. Hava, güneşin ışığının içine sızmasını engellemez, taş ise engeller. Bazı şeyler güneşte yumuşarken bazı şeyler sertleşir. Bazı şeyler, kasabın giysisi gibi güneşte beyazlaşır bazısı da, yüzü gibi siyahlaşır, ilke birdir ancak sonuç çeşitlidir. Çünkü bulunulan yerdeki yetenek çeşitlidir.

 

Aynı şekilde varlığın ilkeleri kendisinden meydana gelen şeylere coşkunca verir. Onun yanında engel yoktur, cimrilik de yoktur, eksiklik alıcılardadır.

 

Durum böyle olunca; biz tüm nitelikleri yerinde bir ateş ve bunun yanısıra birbirinin aynı olan iki pamuk varsayalım. Bunlar bir tek süreçte ateşle karşılaşsınlar, birinin yanıp diğerinin yanmaması nasıl düşünülebilinir? Çünkü burada bir seçme yoktur.

 

Bu anlamda felsefeciler İbrahim Peygamberin ateşe düştüğü halde yanmayışını ve ateşin ateş olarak kalışını kabul etmemekte ve bunun ancak ateşten sıcaklığı yok etmekle olası olacağını, bu durumda de ateşin ateş olmaktan çıkacağını, ya da İbrahim’in kendisinin değiştirilerek taşa veya ateşin etkili olmayacağı herhangi bir şeye dönüştürülmesi gerektiğini iddia etmektedirler. Onlara göre ne bu, ne de o olabilirdir.

 

Buna iki yöntem ile yanıt  verilebilir;

 

Birincisi deriz ki; biz, ilkelerin seçim ile işlemediğini ve Allah'ın irade ile iş yapmadığını kabul etmiyoruz. Gerçektenevrenin meydana gelmesi konusunda onların savlarını geçersiz kılmıştık. Pamuğun ateşle karşılaşması anında işi yapanın, yanma olayını iradesiyle yarattığı belli olunca, akıl bakımından pamuğun ateşle karşılaşması halinde yanmanın yaratılmaması da olasıdır.

 

Denilirse ki; bu, çok uygunsuz olan olanaksızları kabul etmeye gerekçe olur. Çünkü nedenle meydana gelenlerin nedenler için gerekliliği reddedilirse ve nedeni yaratanın iradesine eklenirse, sonra irade için belirli ve özel bir yöntem bulunmazsa, üstelik iradenin değişik tür ve yönteminin olabilir olduğu kabul edilirse, her birimiz; önünde saldırgan canavarların, yanan alevlerin, sarp dağların ve kendisini öldürmek için hazırlanmış silahlı düşmanların bulunabileceğini ve onun bunları göremeyeceğini, çünkü Allah'ın onu görmeyi yaratmadığını uygun kabul edebiliriz.

 

Evinde bir kitap bırakanın, evine döndüğünde; bu kitabın herhangi bir kişiye, hareket sahibi akıllı varlığa veya bir hayvan haline dönüşmesine de uygunluk verebilir.

 

Böylece evinde herhangi bir kişiyi bırakıp, evine döndüğünde onun köpek şekline dönüşmesine uygunluk verebilir. Ya da evinde bir kül bırakıp döndüğünde onun bir güzel koku haline dönüşmesine, taşın altın haline, altının taş haline dönüşmesine uygunluk verebilir. Kendisine bunlardan  soru sorulduğunda “şu anda evde ne olduğunu bilmiyorum” demesi gerekir. Benim bildiğim şey; yalnızca evde bir kitap bırakmış olmaklığımdır, belki de o, şimdi bir at haline dönüşmüştür, idrar ve pisliğiyle kütüphaneyi kirletmiştir. Ben evde su testisi bırakmıştım, belki de o, şimdi bir elma ağacı haline dönüşmüştür, çünkü Allah, her şeyi yaratmaya gücü yetendir. Atın kesinlikle meniden yaratılma zorunluğu yoktur. Ağacın da kesinlikle tohumdan yaratılması zorunlu değildir. Ustalık ağacın bir şeyden yaratılması zorunlu değildir. Olabilir ki; daha önce var olmayan şeyler, şimdi yaratılmış olsun. Üstelik şimdiye kadar görmediği bir insana bakıp, kendisine “bu doğmuşmudur” denildiğinde, kuşkuduyarak, belki de “çarşıdaki bazı meyveler insan haline dönmüştür, işte bu insan da odur, Allah olabilir olan her şeye gücü yetendir, bu konuda kuşku gerekir” diyebilir. Bu becerinin tasarlanması konusunda sınırlar genişletilebilirse de bu kadarı yeterlidir.

 

Bunayanıt olarak diyebiliriz ki; Olması olabilir olan bir şeyin olmaması için, insanda bir bilginin yaratılmasının uygun olmadığı kesin olursa, sizin söz konusu ettiğiniz bu olanaksızlar gerekli olur. Sizin istediğiniz bu şekillerden biz kuşkuduymuyoruz. Ancak Allah, bizim için o olabilir olanları yapmadığını bildiren bir bilgi yaratmıştır. Biz bu durumların zorunlu olduğunu değil, olabilir olduğunu iddia ediyoruz. Olabilir de olmayabilir de. Alışmışlığın sürekliliği ve artarda gelmesi; zihnimizde olayların ayrılmaz biçimde başka türlü olmayacak şekilde geçmiş alışmışlıklara uygun olarak oluşuna izin veriyor.

 

Üstelikfelsefecilerin belirttiği yollarla;  Resullerden bir Resulün, şu kişinin yarın yolculuktan dönmeyeceğini bilmesi uygundur. O kişinin dönmesi olabilir olmakla birlikte o Resul bu olabilirin meydana gelmeyeceğini bilmektedir. Üstelik halk arasından bir kişinin bakışı gibi bakar ve o kişinin hiçbir konuda görünmez boyutu bilmediğini ve öğrenmeksizin akıl ile bilinen şeyleri kavramadığını bilir. Buna rağmen felsefecilerinolabilir olduğunu kabul ettikleri, ancak olabilir olan bu şeyin meydana gelmediğini bildikleri konusu halktan o kişinin nefsinin günahlardan sakınması ve tahmin gücü sayesinde Resullerin kavradıkları gibi kavrayabileceğini inkar etmezler. Eğer Allah alışılageleni ortadan kaldırır da, alışmışlıkların kaldırıldığı bir zamanda, bu tür varsayımları gerçekleştirirse, bu bilgileri yani onların olmayacağına ilişkin bilgiler kalplerden çıkarır ve onları yaratmaz, yerine başka bilgileri yerleştirir.

 

Öyleyse bir şeyin Allah'ın belirlemesindeolabilir olmasına ve daha önce geçen bilgisinde meydana gelmiş bulunmasına rağmen, bazı zamanlarda olabilir olduğu halde onu yapmayıp o zamanda bu olabilir olan şeyi yapmayacağı konusunda biz de bir bilgi yaratmasını önleyen bir engel yoktur.

 

İkinciyöntem, “ki bu yöntemde ayıplamalardan kurtuluş vardır” ise şöyledir: Biz kabul ederiz ki; ateş öyle bir yaratılışla yaratılmıştır ki; benzer iki pamuk onunla karşılaşsa, ikisini de yakar ve her yönde aynı oldukları durumda, aralarında fark gözetmez. Bununla birlikte biz, bir Resulün ateşe atılıp da ya ateşin niteliğinin değiştirilmesiyle, ya da Resulün bedeninin niteliğinin değişmesiyle yanmamasını uygun görürüz. Yüce Allah’ın, ya da melekler aracılığıyla oluşturduğu bir özellikle ateşin niteliği değişir, Resulün bedenine değen ısısı azalır ve onu yakmaz. Ateş; ısı şeklinde ve gerçeği olduğu gibi kalıcı kaldığı halde, ateşin ısısı Resule ulaşmaz ve onu etkilemez. Ya da Resulün bedeninde onu et ve kemik olmaktan çıkarmayan ancak ateşin etkisini ortadan kaldıran bir nitelik meydana gelir. Kendisini bir şey ile  sıvayıp yanan fırına çıkan ve ateşten etkilenmeyen kişiler görüyoruz. Bunu görmeyen onun meydana gelişinekarşıçıkar.

 

Karşıtların, Allah'ın ateşe veya bedene yanmayı önleyecek şekilde nitelik verebileceğini inkar etmesi, ateşten etkilenmeyeni ve etkisini görmeyenlerin inkarı gibidir. Allah'ın gücü içerisinde ne şaşırtıcı ve ilginç durumlar vardır ki, biz onun tümünü gözlemlemiş değiliz. Öyleyse neden olabilir olduğunu kabuletmeyipolanaksız olduğuna karar verelim?

 

Ölünün diriltilmesi ve sopanın büyük yılana çevrilmesi de aynı şekilde bu yolla olası olabilir. Şöyleki, madde her şeye yeteneklidir. Toprak ve diğer maddeler bitki haline dönüşür. Sonra bitki hayvanın onu yemesiyle kan haline dönüşür. Sonra kan meni haline dönüşür. Sonra meni annenin rahmine dökülür ve canlı olarak yaratılış kazanır. Bu, alışılan şekliyle uzun bir zaman içerisinde meydana gelmektedir. Öyleyse karşıtımız olan felsefeciler, Allah'ın maddeyi, alışılandan çok daha yakın ve kısa bir zaman içerisinde bu aşamalardan geçirmeye güçlü olduğunu niçin olanaksız sayıyor? Bu olayın çok daha az ki, az için sınır yoktur, bir zamanda oluşu uygun olduğuna göre, bu güçlerin uygulamasını çabuklaştırarak Resul için mucize olan durumun meydana gelmesi de uygun olur.

 

Denilirse ki; bu mucize Resulün kendisinden mi çıkıyor, yoksa Resulün isteği halinde başka ilkelerden bir ilkeden mi?

 

Deriz ki; Siz; Resulün ruhsal gücüyle; yağmurun yağdırılmasını, yıldırımın çakmasını ve yeryüzünün sarsılmasını kabul ettiğinize göre, bu Resulün kendi gücüyle mi yoksa bir başka ilkeden mi meydana gelmektedir? Bizim bu konuda diyeceğimiz sizin o konuda söyleyeceğiniz sözün aynısıdır. Bizim için de sizin için de daha iyi olan; bunların aracısız olarak veya melekler aracılığıyla  YüceAllah’a ilişmesidir.

 

Ancak olayın ortaya çıkması gerektiği zaman, onu Resulün yardımı yönlemiş, dinsel hükümlerin düzeninin devamlılığını sağlamak için iyilik düzeni bunun ortaya çıkmasını belirlemiş ve böylece Resulün yardımı, var oluş yönünden bir tercih ettirici neden durumuna geçmiştir. Budurumda olay kendiliğinden olabilir oluyor. Bu konudaki başlangıçta hoşgörülü ve eli açık davranıyor. Ama olayın başlangıçtan varlık bulması için onun var oluşunu gerektiren bir tercih esası bulunması ve iyiliğin de olayın var oluşunda belirmemiş olması gerekiyor. Yalnızca o olayın meydana gelmesinde, bir ResulünResulluğunu kanıtlayarak, iyiliği yaygınlaştırmak için ona ihtiyaç duyulmasıyla, o olayda iyilik ortaya çıkıyor.

 

Onlar, Resule bu konuda uzmanlık kapılarını açtıkları ve Resulün insanların alışkanlığına aykırı özelliklere sahip olduğunu kabul ettikleri takdirde, kendi sözleri uyarınca, kendileri için bunların kabulü, uygun ve gereklidir. Çünkü bu uzmanlık ölçüsünün ne kadar olabilir olduğunu akıl kestiremez. Ancakİslami hükümlere göre doğrulandığı söylendiğine göre ve aktarılarak da kesin bilinen bilgi olarak geldiğine göre bunu yalanlamak gerekmez.

 

Örneğin; canlı şeklini meniden başka bir şey kabul etmiyor. Felsefecilere göre, canlılık gücü meniye varlıkların ilkeleri olan melekler tarafından verilir. İnsan menisinden yalnızca insan yaratılır, at menisinden de yalnızca at yaratılır. Meni; attan ürediği için, at şeklinin diğer şekillerden daha uygun olması nedeniyle, at şeklini alması tercihen gerekiyor. Meni tercih edilen şekli ancak böylece kabullendiği için; ne arpadan buğday, ne de armut tohumundan elma yetişmektedir. Sonra biz böcek gibi bazı canlı cinsleri görüyoruz ki, topraktan doğarlar ama kendileri birbirlerini doğurmazlar. Fare, yılan ve akrep gibi bazı hayvan cinsleri de görüyoruz ki, hem kendileri doğururlar, hem de birbirinden doğarlar. Bunların tümü de topraktan doğarlar. Ancak şekilleri kabul konusundaki yetenekleri, bizim görmediğimiz nedenlerden dolayı farklıdır. İnsan gücü bu nedenleri bilmeye yeterli değildir. Çünkü felsefecilere göre, varlıkların şekilleri meleklerin isteğine göre ve amaçsız olarak meydana gelmez. Üstelik her yerde ancak onu kabulü elverişli olan şey meydana gelir. Çünkü meydana gelecek duruma kendisi uygundur. Yetenekler ise değişiktir. Bunların ilkesi, felsefecilere göre yıldızların karışımı ve büyük cisimlerin hareketlerindeki orantı farklılığıdır.

 

Buradan ortaya çıkıyor ki; Yeteneklerin ilkeleri şaşırtıcı ve ilginçtir. Şöyleki gizli gizem sahipleri, büyücüler; astroloji ve madenlerin özlerindeki özellikleri öğrenerek, madeni özelliklerle göğe ait güçleri karıştırmayı başarmışlar ve bu topraklardan şekiller elde etmişlerdir. Onun için özel bir fırsat bulmuşlar ve bu sayede dünyada şaşırtıcı işler meydana getirmişlerdir. Şöyleki, bazen bir akrebi, bir yılanı bir beldeden bir başka beldeye sürmüşler, biti bir beldeden uzaklaştırmışlar ve gizli gizembilgisiyle öğrenilen buna benzer birçok şeyleri yapmışlardır. Budurumda yeteneklerin ilkeleri denetimimizden çıktığına, bizim onların derinliğini kavramamız olabilir olmadığına ve onları belirleme yolumuz bulunmadığına göre, bazı cisimlerin daha önce kabule yetenekli olmadığı, şekli kabule yetenekli duruma gelerek bazı aşamaları en kısa zamanda aşma yeteneğinin ortaya çıkmasının ve bunun mucize şeklinde ortaya çıkmasının olanaksız olduğunu nereden bilebiliriz?

 

Bunun olabilir oluşunu inkar, ancak anlayış darlığının, yüce varlıklarla alışıklık eksikliğinin, Allah'ın yaratılış ve mizaç yasalarındakigizemlerini görememenin anlatımıdır.

 

Bilimlerin hayret vericiliklerini, düşünebilenler, Resullerden herhangi bir konuda ortaya çıkan mucizeleri gerçekleştirmenin Allah'ın gücünden uzak olmayacağını kabul ederler.

 

Denilirse ki; “herolabilirliğin Allah'ın gücü dahilinde olduğu görüşünüzde biz, sizi destekliyoruz. Siz de her olanaksızın güç dahilinde olmadığı konusunda bizi destekliyorsunuz. Nesnelerden bir kısmının olanaksız olduğu, bir kısmının olabilir olduğu bilinir. Bazı nesneler konusunda ise akıl durur, onun olanaksız ve olabilir olduğu konusunda bir hüküm yürütemez.

 

Şimdi, size göre olanaksızın tanımlaması nedir? Eğer bu olanaksız bir nesnede olumsuz ile olumluyu toplamaktan oluşur ise o zaman şöyle deyiniz: “Bu, o olmayan ve o da, bu olmayan iki nesneden birinin varlığı diğerinin de varlığını gerektirmez.” Böylece yine deyiniz ki;  Yüce Allah istediğini bilmeden iradeyi yaratmaya, yaşam sahibi olmadan bilgiyi yaratmaya gücü yetendir. Bir ölünün elini oynatmaya, onu oturtarak, eliyle ciltlerle kitap yazmaya, beceriler yerine getirmeye gücü yetendir, o ölünün gözü açıktır, bakışı kendine doğru çevrilmiştir, ancak görmez, canlılıktan iz yoktur ve onun yazmaya gücü yetmez. Yalnızca bu sıralanan fiilleri, onun elini oynatarak Yüce Allah yaratır. Onun hareketi Yüce Allahtarafındandır.

 

Bunu uygun görmekle; isteğe bağlı hareketle, sarsıntı hareketi arasındaki fark ortadan kalkar. Bu durumda, sağlam fiil, bilgiyigöstermediği gibi, etkenin gücünü de göstermez.

 

Aynı şekilde cinsleri değiştirmeye de gücünün yetmesi gerekir. Canlıyı sonsuza, taşı altına çevirebilme gücüne sahip olduğu gibi. Özü belirtiye, bilgiyi güce, siyahı beyaza, sesi kokuya çevirebilir. Aynı şekilde onun için sayısız olanaksızları gerçekleştirmek gerekli olur.

 

Yanıt olarak denir ki; Onun için olanaksızvarsayılamaz. Çünkü olanaksız; bir şeyi olumsuz olduğu halde, olumlu kılmaktır. Veya geneli olumsuz olduğu halde, onun özelini olumlu kabul etmektir. Veya biri reddedip ikiyi kabul etmektir. Sonuçta buna dönüşmeyen şeyler olanaksız değildir, olanaksız olmayan ise var sayılabilir.

 

Siyahla beyazı birleştirmek olanaksızdır. Çünkü biz bir yer için; siyahın, siyahlık şeklini olumlu kabul etmekle, beyazın esasını o yerden olumsuz kıldığımızı anlarız. Siyahı olumlu kabul etmek beyazın olumsuz olduğu anlaşılınca; olumsuz görülen beyazın olumlu kabul edilmesi olanaksız olur.

 

Bir kişinin iki yerde birden olması şunun için uygun değildir. Biz onun evde olmasından, evin  dışında olmadığını anlarız. Öyleyse onun evin dışında olmadığını belirtmekle evde olmasından dolayı, evin dışında olmasını var saymak olanaksızlaşır.

 

Böylece bir iradeden bilinenin isteğini anlarız. Bir şeyin istenildiği kabul edilir de, bilinmediği söylenirse bu, irade olmaz. Çünkü onda bizim anladığımızın olumsuzu vardır.

 

Cansızvarlıklarda bilginin yaratılması olanaksızdır. Çünkü biz; cansız varlık anlatımıyla kavranamayan varlık anlıyoruz. Eğer onda kavrayış yaratılırsa, ona bizim anladığımız anlamda “cansız” demek olanaksızdır. Eğer kavrayamazsa sonradan var olanın bilgi adını alması ve buna rağmen girdiği yeri kavrayamaması olanaksızdır. Onun olanaksız oluş şekli böyledir.

 

Cinslerin değiştirilmesi konusuna gelince bazı kelamcılar bunun Allah’ın gücü dahilinde olduğunu söylemişlerdir.

 

Biz deriz ki; Bir şeyin başka bir şeye dönüşmesi düşünülemez. Çünkü siyah; bulanık gri renge dönüşünce bu durumda siyahlık kalıcı mıdır değil midir? Eğer siyahlık yoksa dönüşmemiş demektir. Siyahlık yok olmuş, onun dışında başka bir şey var olmuştur. Eğer siyahlık bulanıklıkla birlikte var ise o yine değişmemiştir, ancak ona başkası eklenmiştir. Eğer siyahlık kalıcı ise ve bulanıklık yok ise yine o şey başka bir şekle dönüşmemiş, olduğu şekilde kalmıştır.

 

Biz,  “kan        meniyedönüştü” dediğimiz  zaman bununla, o maddenin aynen bir şekli bıraktığını ve başka bir şekli aldığını söylüyoruz. Sözün özü; bunun sonucu şudur, bir şekil yok olmuştur ve bir şekil meydana gelmiştir. Ortada var olan bir madde vardır ve o maddenin üzerinden ki şekil artarda geçmiştir.

 

Su, kaynatılarak buhara dönüştü” dediğimizde, şunu demiş oluruz; Su şeklini almaya yetenekli madde; su şeklini bırakmış ve başka bir şekli kabullenmiştir. Madde birliktedir, şekil ise değişiktir. Aynı şekilde sopa yılana dönüştü, toprak canlıya dönüştü dediğimiz zaman da bunu belirtiyoruz.

 

Belirtiyle öz, siyahlıkla bulanıklık ve diğer türler arasında da ortak bir madde yoktur. Bu bakımdan cinslerin değişmesi olanaksızdır. YüceAllah’ın; ölünün elini hareket ettirmesi ve onu oturan bir canlı halinde dikerek, elinin hareketinden düzenli bir yazı yazmasını sağlaması, sonradan var olanlar için seçme sahibi bir iradeyi olanaksız kabul etsek de, kendiliğinden olanaksız değildir. Yalnızcaalışılmışlık bunun aksine gerçekleştiği için hayret verici karşılanır.

 

Sizin, “bununla fiilin, etkenin bilgisine hüküm için işaret etmesi hükümsüz olur” sözünüz böyle değildir. Çünkü şimdi etken Yüce Allah’ın kendisidir ve o fiilini bilir.

 

Titremeyle, isteğe bağlı hareket arasında fark kalmaz” sözünüze gelince, biz de deriz ki; biz bunu kendi nefsimizde kavradık. Çünkü biz kendi nefsimizde iki durum arasında zorunlu bir ayırım yapmanın gerekliliğini gözlemledik ve bu farkı, “güç” deyimi ile belirttik. Bildik ki; olabilir olan iki kısımdan meydana gelen birisi bir halde diğeri de başka bir haldedir. Bu, bir halde gücü yeterek hareketin var oluşu, diğer halde ise gücü yetmeden hareketin meydana getirilmesidir.

 

Bizden başkalarına baktığımız zamanda düzenli birçok hareketler görürüz. Buradan o kişinin harekete gücünün yettiği bilgisi ortaya çıkar. Bu bilgileri Yüce Allahbilinenler uyarınca yaratır. Biz o bilgiyle olabilirin iki kısmından birinin var oluşunu bilebiliriz, ancak ikinci kısmın olanaksız olduğunu açıklayamayız. Gerçekten bu konu daha önce geçmişti.

...





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
YAZARLAR
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
YUKARI