Bugun...


Osman TURNA

facebook-paylas
Allah’?n Tek’lik Boyutunu Kavramak-06
Tarih: 08-03-2021 12:07:00 Güncelleme: 08-03-2021 12:07:00


Seçilen sözcükler kadar tümce yap?s? aç?s?ndan Kelime-i Tevhidin (la ilahe illallah) olumlu bir ad tümcesi yerine olumsuz bir kurguyla gelmesi onun anlamsal derinli?ine, söz ötesini a?an bir boyutunu göstermektedir. Asl?nda Kelime-i Tevhid (la ilahe illallah) tümcesi, olumsuz bir ad tümcesidir. Biçim yönüyle olumsuzlukla ba?layan bu tümce, sonuçta olumlu bir tümce biçimine dönü?tü?ü söylenebilir. Buna göre, “?lah yoktur, yaln?zca Allah vard?r” demek, ayn? zamanda “Allah, e?i ve benzeri olmayan bir tek varl?kt?r” anlam?na gelir. Öte yandan “La ilahe illallah” tümcesi, iki ilgeç ve iki addan olu?an dört sözcüklük bir tümcedir. Olumsuzluk anlam?nda gelen “la” ve kendine özgü yapmak için kullan?lan “illa” ilgeçleri olu?tururken, “?lah” ve “Allah” sözcükleri ise adlar? olu?turur. Bu ba?lamda Arap dilinde sözcü?ü olu?turan ilgeç, ad ve yüklem üçlüsünden yüklem, bu birle?tirme içinde yer almaz. Buna kar??n Kelime-i Tevhid (la ilahe illallah) tümcesi içinde yer almayan yüklem, ayn? içeri?e sahip benzer bir ba?ka söyleyi?te yer alarak “e?hedü/tan?kl?k ederim” yükleminden hareketle, o da Kelime-i ?ehadet (Tan?kl?k Sözcü?ü) olarak adland?r?lm??t?r. Bu eklenti fark?yla bir ad tümcesi olan Kelime-i Tevhid (la ilahe illallah/Tek’lik Bilinci) tümcesi, Kelime-i ?ehadet (Tan?kl?k Sözcü?ü/Tek’lik bilincine tan?kl?k) ad? alt?nda yüklemli bir tümceye dönü?mü?tür.

?ki tümce yap?s? aras?ndaki farkl?l??a gelince ad tümcesi, yüklem tümcesinden daha öncelikli konuma sahip oldu?unu görürüz. Çünkü ad yal?n, yüklem ise bile?ik bir sözdür, bu nedenle yal?n?n bile?ikten daha öncelikli bir konuma sahip oldu?u kabul edilir. Ço?u zaman ko?ullu yüklem tümceleri bile, asl?nda ad tümcelerinin ba?ka bir biçimi oldu?unu biliyoruz. Ba?ka bir konu, anlam aç?s?ndan ad tümcesi devaml?l??a, yüklem tümcesi ise yenilenmeyi gösterdi?inden, Kelime-i Tevhidin (la ilahe illallah/Tek’lik Bilinci) bildirimi, asl?nda Allah’l?k niteli?inin vurgusuyla bu niteli?in süreklili?ine, Kelime-i ?ehadet (Tan?kl?k Sözcü?ü/Tek’lik Bilincine tan?kl?k) ise insan odakl? yap?s? ve konumuyla bu Allah’l?k niteli?inin bireysel yenilenebilir ve yinelenebilir olu?una vurgu yapmaktad?r. Öyle ki, Kelime-i Tevhidi (La ilahe illallah/Tek’lik Bilincini) her söyleyenin, Kelime-i ?ehadeti (Tan?kl?k Sözcü?ü/Tek’lik bilincine tan?kl?k) de belirtti?i anlam?na gelmez. Bazen Kelime-i Tevhidi söyleyen herhangi bir ki?i, Kelime-i ?ehadeti söylemeyebilir. Örne?in, bir do?u bilimci, Kelime-i Tevhidi bilgi kuramc? ya da anlam bilimci gibi bir önerme olarak alg?lay?p dile getirebilir; ama bu onun gerçek bir müslüman oldu?u anlam?na gelmez. Böyle bir ki?i gerçe?i, Tanr?bilim bir önerme durumuna getirip, “e?hedü/tan?kl?k ederim” kayd?yla söylemeyip kendisini sözüne tan?k yapmad??? sürece gerçek bir müslüman olarak adland?r?lamaz. Bununla birlikte niyeti ve amac?, hem tan?kl?k, hem de kabul oldu?u durumda ise, Kelime-i Tevhidin (Allah’?n Tek’lik Bilincinin), Kelime-i ?ehadet (Allah’?n Tek’lik Bilincine Tan?kl?k) boyutunda olaca??nda ku?ku yoktur.

Kur’an’da, Kelime-i Tevhid (la ilahe illa Allah/Allah’?n Tek’lik Boyutu) tümcesi toplamda otuz sekiz defa kullan?lm?? olup, bunlar?n aras?nda olumsuzluk ilgeciyle bölümü ayn? kalan tümcenin, kan?t bölümünde baz? farkl?l?klar?n oldu?u görülmektedir. Tümcedeki kural d???l?k ilgecinden sonra de?i?kenlik gösteren bölümlerini ise, Allah sözcü?ü, üç ad?l ve biti?tirilmi? ad olu?turmaktad?r.

Örne?in;

La ilahe illa hu (?lah yoktur, O’ndan ba?ka) (Bakara, 2/163, 255; Ali ?mran, 3/ 6, 18; Nisa, 4/87; Enam, 6/102, 106)

La ilahe illa ene (?lah yoktur, benden ba?ka) (Nahl, 16/2; Taha, 20/14; Enbiya, 21/25)

La ilahe illa Allah’u (?lah yoktur, yaln?zca Allah var) (Saffat, 37/35; Muhammed, 47/19)

La ilahe illa ente (?lah yoktur, yaln?zca sen vars?n) (Enbiya, 21/ 87, Hz. Yunus’un Tevhidi/Tek’lik bilinci)

La ilahe illa ellezi amenet bihi benu israile (?lah yoktur, ?srailo?ullar? gibi yaln?zca O’na inand?) (Yunus, 10/90) (Firavun’un Tevhidi/Tek’lik anlay???)

Yunus Suresi 10/90 ayetinde geçen anlat?m, Firavun’un kendisi için çok zor ve çaresizlik içerisinde bulunurken söyledi?i bir söz oldu?u aç?kt?r. Firavun’un, “Tek’lik” anlay???n? ve onun inanc?n? duyuran bu tümceden hareketle, her ne kadar Muhiddin Arabi’nin onun bu inanc?n?n kabulüne yönelik görü? belirtmesine ra?men, kendisinden sonra gelen tasavvufçular ve di?er ?slam dü?ünürleri aras?nda Firavun’un son anda dile getirdi?i inanc?n geçerli olup olmad???na ili?kin birçok tart??malar?n ç?kt???n? biliyoruz. Oysaki,  Firavun’un son anda çaresizlik içindeyken söyledi?i bu tümce, onun inanc?n?n geçerli oldu?unu göstermez. ?öyle ki Firavun, Allah’a inan?rken, inanc?n?n ba?lang?ç ve giri? a?amas?nda “Tek’lik Boyutuna” inand??? varl???n özüne k?yaslanan herhangi bir ad?n? kullanmak yerine, ayette belirtildi?i üzere ?srailo?ullar?n?n inanc?n? tan?k göstererek söylemde bulunmas?, asl?nda onun inanmay? hem özümsemedi?i hem de tam olarak içselle?tiremedi?i anlam?na geliyor. Gerçekten herhangi bir insan?n kendisine özgü olmayan bu tür dü?ünce ve özümseme durumu, yaln?zca ba?ka birinin inanc?n? göstererek kendi inanc?n?n hem geçerli olmas?n?n, hem de inanman?n nitelik ve gerçe?ine ayk?r? dü?tü?ünü görüyoruz.

Kur’an’da geçti?i yerler göz önüne ald???m?zda, ya Ali ?mran Suresi 3/18 ve Muhammed Suresi 47/19 ayetlerindeki, “Allah, melekler ve bilim adamlar?, ondan ba?ka ilah olmad???na adaletle tan?kl?k ettiler. O’ndan ba?ka ilah yoktur...; ?lah yoktur, yaln?zca Allah vard?r” gibi do?rudan bildirimleri, ya da Rad Suresi 13/30 ve Enbiya Suresi 21/25 ayetlerindeki “De ki; O, benim Rabbimdir. O’ndan ba?ka hiçbir ilah yoktur; Ku?kusuz, benden ba?ka hiçbir ilah yoktur” bildirimleriyle öncesi ve sonras?yla bilmeyle ili?kilendirilmesi, “Tek’lik Bilinci ile Bilgi” ili?kisini ortaya koymaktad?r. Örne?in, Allah’?n  Ali ?mran Suresinin 3/18 ayetindeki bildiriminde, melekler ve derinsel anlamda bilgi sahiplerinin de ilah?n olmad???na, yaln?zca Allah’?n var oldu?una tan?kl?k ettiklerini anlatmaktad?r. Dolay?s?yla, “Allah’?n Tek’lik Boyutuna” tan?kl?k etmede derin bilgi sahiplerinin, Allah ve meleklerle birlikte an?lmas? bilginin, “la ilahe illa Allah/ilah yoktur yaln?zca Allah vard?r” bilincini do?rulamada ne kadar önemli oldu?unu göstermektedir. Ancak bu tür bilgi sahiplerinin, gerçek anlamda bilgili ve bilme konumunda olmalar?yla birlikte, ayn? zamanda Allah ve meleklerle birlikte an?larak bilgisel bir konum edindiklerini görüyoruz.

Tek’lik bilinci ve bilgi”  konusunda Kur’an’da özellikle do?rudan ili?kinin tek örne?i olmas? bak?m?ndan Muhammed Suresi 47/19 ayetindeki; “Bil ki, ilah yoktur ancak Allah vard?r” biçimindeki bildirimi oldukça önemlidir. ?slam dü?ünce gelene?inde bu ayet kimileri taraf?ndan inanmada taklidin geçersizli?inin ötesinde, ara?t?rma, inceleme ve soru?turman?n gereklili?i için kullan?lan en önemli varsay?mlar?n ba??nda yer alm??t?r. Çünkü burada söz ve edim yerine, asl?nda “bil” söylemiyle bilginin “Tek’lik bilincine” öncelenmi? olmas?, inanmak için bilgi ve bilgili olman?n gereklili?ine ili?kin bir kan?t olarak görülmektedir. Gerçekten Resulullah’?n bu ayeti esas alarak söyledi?i, “Bilgi ve bilmek, söz ve edimden öncedir” sözü yads?namaz bir gerçektir. Yine Resulullah’?n önde gelen dostlar?ndan biri olan Süfyan Uyeyne’ye bilginin erdemi konusunda soruldu?unda, soruyu soran ki?iye “Allah’?n ayeti ne ile ba?l?yor bilmiyor musun?” diye kar??l?k verdi?i ve bu ayeti okudu?u aktar?lmaktad?r. Süfyan Uyeyne’ye göre, ayette önce “bil” devam?nda “tövbe et” denilmek suretiyle, önce bilgi ve bilmek sonras?nda ise edim demi?tir. Süfyan Uyeyne bu aç?dan bilginin edime olan önceli?inden hareketle, bilginin erdemini kuralla?t?rm??t?r. Gerçekten, ?slam bilgini, fizikçi ve Kur’an yorumcusu olan Fahreddin Razi ayette yer alan “bil” söyleyi?inin insanda bulunan kuramsal gücün, ard?ndan gelen “tövbe et” söyleminin ise edimsel gücün geli?tirilmesi için bir gösterge saymaktad?r. Bu ayet ayn? zamanda baz? ?slam dü?ünürleri taraf?ndan inanmada taklidin yerine, insan dü?ünce ve görü?lerinin gereklili?ini gösteren en aç?k kan?tlar?ndan biri olarak kabul edilmi?tir. Ayetin böyle bir ç?kar?ma uygun oldu?unu, Kelime-i Tevhidin (Allah’?n Tek’lik Bilincinin) ba?lang?c? olmas?n?n, bireyi öne ç?karan “bil” söyleyi? biçiminden hareketle anlamak olas?d?r.





YAZARIN DÄ°ÄžER YAZILARI

YUKARI