Diyarbakır masaj Aksaray masaj Afyon masaj Amasya masaj Bolu masaj Burdur masaj Elazığ masaj Erzincan masaj Erzurum masaj Düzce masaj Edirne masaj Isparta masaj Giresun masaj Karabük masaj Kastamonu masaj Sinop masaj Kırıkkale masaj Kırklareli masaj Kırşehir masaj Mardin masaj Nevşehir masaj Niğde masaj Ordu masaj Osmaniye masaj Rize masaj Tokat masaj Zonguldak masaj Uşak masaj Yozgat masaj Bingöl masaj
escort bayan İstanbul escort İzmir escort Kahramanmaraş escort Kastamonu escort Kayseri escort Kıbrıs escort Kırklareli escort Kocaeli escort Konya escort Kütahya escort Erbaa escort Erdemli escort Ereğli escort Erenler escort Ergene escort Esenler escort Esenyurt escort Eskil escort Espiye escort Eyüpsultan escort Eyyübiye escort Fatih escort Fatsa escort Fethiye escort Finike escort Gaziemir escort Gaziosmanpaşa escort Gazipaşa escort Gebze escort Gediz escort Gelibolu escort Gemerek escort Gemlik escort Geyve escort Gölcük escort Gönen escort Görükle escort Güllük escort Gümbet escort Gümüşlük escort Güngören escort Gürsu escort Haliliye escort Hendek escort Horasan escort Ilgın escort İlkadım escort İncirliova escort İnegöl escort İskenderun escort İzmit escort İznik escort Kadirli escort Kadıköy escort Kadınhanı escort Kağıthane escort Kahramankazan escort Kangal escort Kapaklı escort Karabağlar escort
www.vipeskortmodel.com Gaziantep escort Denizli escort Adana escort Hatay escort Aydın escort İzmir escort Ankara escort Antalya escort Bursa escort İstanbul escort Kocaeli escort Konya escort Muğla escort Malatya escort Kayseri escort Mersin escort Samsun escort Sinop escort Tekirdağ escort Eskişehir escort Yalova escort Rize escort Amasya escort Balıkesir escort Çanakkale escort Bolu escort Erzincan escort Van escort Yozgat escort Zonguldak escort Afyon escort Adıyaman escort Bilecik escort Aksaray escort Ağrı escort Bitlis escort Siirt escort Çorum escort Burdur escort Diyarbakir escort Edirne escort Düzce escort Erzurum escort Kırklareli escort Giresun escort Kilis escort Kars escort Karabük escort Kırıkkale escort Mardin escort Kırşehir escort Maraş escort Manisa escort Muş escort Kastamonu escort Ordu escort Nevşehir escort Sakarya escort Osmaniye escort Şanliurfa escort Sivas escort Trabzon escort Tokat escort Ardahan escort Bartın escort Karaman escort Batman escort Bayburt escort Bingöl escort Elazığ escort Gümüşhane escort Hakkari escort Isparta escort Uşak escort Igdır escort Şırnak escort
Bodrum escort Kuşadası escort Marmaris escort İzmit escort Mecidiyeköy escort Bornova escort Alanya escort Arnavutköy escort Ataşehir escort Başakşehir escort Esenler escort Esenyurt escort Fatih escort Gaziosmanpaşa escort Kağıthane escort Kartal escort Küçükçekmece escort Maltepe escort Sarıyer escort Pendik escort Sultangazi escort Ümraniye escort Zeytinburnu escort Adapazarı escort Aksu escort Anamur escort Antakya escort Atakum escort Belek escort Beykoz escort Buca escort Çankaya escort Çorlu escort Dalaman escort Edremit escort Erdemli escort Gaziemir escort Gazipaşa escort Gölcük escort Gümbet escort Gümüşlük escort İlkadım escort İnegöl escort İskenderun escort Karşıyaka escort Kaş escort Kavaklıdere escort Keçiören escort Kepez escort Konak escort Konyaaltı escort Köyceğiz escort Menderes escort Menemen escort Menteşe escort Mezitli escort Ödemiş escort Odunpazarı escort Osmangazi escort Pamukkale escort Şahinbey escort Serdivan escort Seyhan escort Side escort Şile escort Silifke escort Silivri escort Tarsus escort Tire escort Torbalı escort Toroslar escort Turgutreis escort Yalıkavak escort Bandırma escort Çerkezköy escort Kahramankazan escort Elbistan escort Milas escort Polatlı escort Çarşamba escort Ceyhan escort Nazilli escort Söke escort İznik escort Susurluk escort Melikgazi escort Yıldırım escort Bafra escort Akçaabat escort Salihli escort Akhisar escort Soma escort Turgutlu escort Yatağan escort Köyceğiz escort Merzifon escort Lüleburgaz escort Sandıklı escort Gelibolu escort Çan escort Dörtyol escort
İstanbul masöz Avrupa masöz Maltepe masöz Mecidiyeköy masöz Kadıköy masöz Etiler masöz Beşiktaş masöz Bakırköy masöz Anadolu Yakası masöz Ataşehir masöz Beylikdüzü masöz İstiklal masöz Beykoz masöz Bayrampaşa masöz Başakşehir masöz Bahçeşehir masöz Bahçelievler masöz Bağcılar masöz Avcılar masöz Ataköy masöz Çekmeköy masöz Çatalca masöz Büyükçekmece masöz Beyoğlu masöz Kurtköy masöz Küçükçekmece masöz Kemerburgaz masöz Halkalı masöz Güngören masöz Gaziosmanpaşa masöz Fatih masöz Eyüpsultan masöz Esenyurt masöz Esenler masöz Şişli masöz Şirinevler masöz Silivri masöz Sarıyer masöz Sancaktepe masöz Pendik masöz Nişantaşı masöz Merter masöz Zeytinburnu masöz Üsküdar masöz Tuzla masöz Taksim masöz Sultangazi masöz Sultanbeyli masöz Sultanahmet masöz Denizli çelik çatı
Bugun...


Osman TURNA

facebook-paylas
FELSEFECİLERİNTUTARSIZLIĞI-16
Tarih: 25-01-2020 09:33:00 Güncelleme: 02-02-2020 14:04:00


İmamGAZALİ

Tehâfüt El-Felâsife (Felsefecilerin Tutarsızlığı)

...

İkinci  Kanıt;Felsefecilerevrenin yok oluşunun olanaksız olması konusunda, ikinci bir kanıt getirerek dediler ki: Evrenin özleri yok olmaz, çünkü onu yok edici bir neden düşünülemez. Önce yok olmayıp da sonra yok olan şeyin gerçekten bir nedeni olmalıdır. Bu neden de ya Allah'ın başlangıcı olmayan iradesi olacaktır ki bu olanaksızdır. Çünkü Allah’ın önce evrenin yok olmasını istemeyip sonra istemiş olması, bir değişmedir veya başlangıcı olmayan ve onun iradesinin her durumda aynı nitelik üzere olmasını gerektirecektir. Evrenin yok olmasını istemekle, istenilen şey önce yokluktan varlık haline değişmekte, sonra da varlık halinden yokluğa değişmektedir. Başlangıcı olmayan bir irade ile sonradan var olmasının olanaksızlığı konusunda belirtmiş olduğumuz konular, evrenin yok olmasının olanaksızolduğunugösterir.

Burada ondan çok güçlü bir başka sorun daha ortaya çıkar. Şöyleki; istenen şey kuşkusuz ki isteyenin fiilidir. Önce etken olmayıp da sonra etken olan herkes, eğer kendi nefsinde bir değişme meydana gelmemişse kesinlikle ki onun fiili önce var olan değilken sonra var olmalıdır. Çünkü etken, olduğu gibi kalsaydı, onun fiili nasıl önceden yok idiyse, şimdi de olmayacaktı. Öyleyse etken bir şey istememiştir. Yokluk bir şey olmadığına göre, nasıl fiil olacaktır. Eğer evren yok olur ve onun önceden olmayan fiili yeniden oluverirse bu fiil nedir? Evrenin var oluşu mudur? Bu boş sözdür, çünkü varlık yok olup gitmiştir. Yoksa onun fiili evrenin yok oluşu mudur? Evrenin yok oluşu bir şey değildir ki fiil olsun. Çünkü var olmak fiilin aşamalarının en alt basamağıdır. Evrenin yok oluşu ise var olan bir şey değildir ki onun için etkenin fiili, yaratanın var ettiği şey denebilsin. Bu zorlamadan dolayı onlar kelamcıların bu konuda dört görüşe ayrıldıklarını iddia ettiler ve her görüşün boş şeye girdiklerini söylediler.

Birinciakım olan Mutezile (İslam’ı aklın ışığında açıklayıp temellendirmeye çalışan birakım) görüşünegelince; onlar dediler ki, Etkenden ortaya çıkan fiil, vardır. Bu fiil, yok olmadır. Onu yersiz yaratmıştır. Bu nedenle evrenintümü bir defada yok olur. Bu yüzden kendisi yaratılmış olan yokluk da yok olmaktadır. Yeter ki başka bir yokluğa ihtiyaç hissedip de sonsuza kadar artarda gelmesin. Bu görüş birçok bakımından sapkın bir görüştür:

Birincisi, yokluk düşünülebilen bir varlık değildir ki onun yaratıldığı varsayılabilsin. Hem, eğer varlık ise bir yok edici bulunmadan kendiliğinden niçin yok oluyor?

Sonra evren, ne ile yok oluyor? Eğer yokluğu evrenin kendisinde yaratılmışsa ve onun içerisine girmişse bu, olanaksızdır. Çünkü içerisine giren, içine girilenle karşılanır ve bir anda da olsa ikisi birleşir. İkisinin birleşmesi uygun olduğuna göre, ikisi birbirinin zıttı değildir. Bundan dolayı onu yok etmez. Eğer yokluğu, evrenin dışında evrensiz ve mahalsiz yaratılmışsa onun varlığı, evrenin varlığına nereden aksiolmaktadır

Kaldı ki bu görüşlerbi başka birkarışıklık daha vardır. Şöyleki; evrenin özlerinden bir kısmını yok etmeye Allah’ın gücü yetmemekte, bir kısmına da yetmektedir. Üstelik yalnızcaevrenin özlerinin tümünü yok edecek, yok olma fiilini meydana getirmeye gücü yetmektedir. Eğer bu özler bir mahalde değilse, bunun tümele bağlantısı tek bir süreç üzere olması gerekir.

İkinciakımKerramiyye(Allah kendi bakımından üst taraftadır. Allah’a öz denebilir. Kendisi ve özü birdir. Allah için karışıklık, inme ve değişme uygundur, İbni Kerram’ın bu düşüncelerinden ötürü Kerramiyye görüşü, Allah’ı bir cisim gibi gören ve Allah’ı insana benzetengörüş.)görüşüdür; Gerçekten onlar da dediler ki,Allah’ın fiili yok etmedir. Yok etme ise, onun kendisinde meydana getirdiği bir varlıktan oluşur “Allah onların sözlerinden uzaktır” ki evren bununla yok edilmiş olmaktadır. Onlara göre; aynı şekilde varlık da Allah'ın kendisinde meydana gelen bir var oluşla var olmaktadır ve var olan onunla var olmaktadır. Bu görüş de sapkınlık içeren bir görüştür.

Çünkü bunda başlangıcı olmayanın, sonradan var olanların yeri olması söz konusudur, ayrıca akla uygunluğun dışına çıkış vardır. Çünkü var etmek ile, ancak irade ve güce bağlanılan bir varlık düşünülebilir, irade ve gücün dışında başka bir şeyin belirlenmesi varsayılan şeyin varlığı “ki o evrendir” düşünülemez. Yok etme de böyledir.

ÜçüncüakımEşariye(inançkonularının yanında akla da değer veren akımın adı)görüşüdür; Gerçekten onlar da dediler ki: Belirtiler kendiliklerinden yok olurlar ve onların kalıcı olması düşünülemez. Çünkü, belirtilerin kalıcı kalmaları düşünülseydi, yok olmaları bu anlamda düşünülemezdi. Özlere gelince onlar, kendiliklerinden kalıcı değildirler, aksine varlıklarının üzerine eklenen bir kalıcı oluşla kalıcıdırlar. Allah; devamlılığı yaratmamış olsaydı, özler “devamlılık olmadığı için” yok olacaktı. Bu görüş de aynı şekilde karışıklık içerir. Çünkü siyahlığın ve beyazlığın kalıcı olarak kalmaması ve onun varlığının herbir halde yenilenmesi görüşünde, duyumlara karşı çıkma vardır. Akıl; her bir halde cismin varlığı yenilenir diyenin sözünden uzak durduğu gibi, bu görüşten de uzak durur. İnsanın başında bugün yer alan saçın dün yer alan saçın benzeri değil olduğunakendisi hüküm veren akıl, aynı şekilde saçın siyahlığına da hüküm vermektedir. Ayrıca bunda başka bir zorlama daha vardır: Şöyleki; Kalıcı olan, bir devamlılık ile kalıcı oluyorsa, bunun sonucunda Allah’ınniteliklerininde bir devamlılık ile kalıcı olması gerekli olur. Bu devamlılığın da başka bir devamlılık ile kalıcı olması gerekir ki bu zincirleme sonsuza kadar uzanır.

 

Dördüncüakım ise Eşariye’den bir başka takımdır; onlar dediler ki: Belirtiler kendiliklerinden yok olurlar, özler ise Allah’ın onlarda hareket ve hareketsizlik, birleşme ve ayrışmayı yaratmaması nedeniyle yok olurlar. Çünkü hareket etmeyen veya durucu olmayan bir cismin kalıcı kalması olanaksızdır, bu nedenle yok olur. Öyle görülüyor ki, Eşariye'nin her iki akıma da yokluğun bir fiil olmadığını düşündüklerinden yok etmenin bir fiil olmadığına, yalnızca fiili engelleme olduğuna yönelmişlerdir.

 

Felsefecilerde dediler ki; bu yolların tümü gerçek dışı olduğuna göre evrenin yok edilmesinin izni için söylenecek başka bir söz şekli kalmamaktadır. Bu, yani evrenin yok olmadığının felsefecilerce kabulü, üstelikevren, sonradan var olandır dense de böyledir. Çünkü onlar, insan nefsinin sonradan var olan olduğunu kabul etmekle birlikte yukarıda belirttiklerimize yakın bir yolla insan nefsinin yok olmasının olanaksızolduğusavınıileri sürmektedirler.

 

Örneğinfelsefecilere göre; kendi özvarlığıyla var olan ve bulunduğu bir yeri bulunmayan her şeyin var olduktan sonra “ister başlangıcı olmayan olsun, ister sonradan var olsun” yok edilmesi düşünülemez. Onlara denilirse ki; suyun altında ateş yakılırsa su yok olur. Hemen derler ki hayır yok olmadı yalnızca buhar haline dönüştü, sonra su haline dönüşecektir. Madde “ki o maddedir” havada kalıcıdır. Bu madde su şeklinin yer aldığı yer idi, ancak bu madde su şeklinden dönüşerek hava şekline bürünmüştür. Hava soğuyunca yoğuşacak ve su haline dönüşecektir. Bu, bir maddenin yenilenmiş olmasından değildir. Aksine madde, asıllar arasında birliktedir, değişen yalnızca şekillerdir.

 

Yanıt olarak deriz ki; sizin belirttiğiniz görüşlerin her birine teker teker derinlemesine girip, sizin kurallarınıza göre bunların geçersiz kılınmasının doğru olmadığını açıklamamız olasıdır. Çünkü sizin kurallarınızda da o türden görüşleri içermektedir. Ancak biz konuyu uzatmıyor ve yanıtımızı tek bir konuya ait kılıyoruz ve diyoruz ki: “var etme ve yok etme güç sahibinin iradesiyledir. Allah irade edince var eder ve irade edince yok eder. Onun her şeye gücü yeten olmasının en tam anlamı budur. O, bütünüyle kendi nefsinde değişikliğe uğramaz, yalnızca fiili değişir” diyene nasıl karşılık verirsiniz? Sizin, “Etkenden kesinlikle bir fiil çıkan olmalıdır. Öyleyse Allah'tan meydana gelen nedir?” sözünüze gelince, biz deriz ki, ondan meydana gelen yenilenen şeydir ki bu, yokluktur. Çünkü yokluk yok iken sonradan meydana gelmiş ve yokluk yenilenmiştir. İşte bu, ondan meydana gelendir.

 

Derseniz ki; Yok olma bir şey değildir, ondan etken olan nasıl meydana gelmiştir?

 

Deriz ki; Yokluk bir şey değilse nasıl meydana gelmiştir? Ondan çıkan olmanın anlamı yalnızca meydana gelen şeyin onun gücüne bağlanılmış olmasıdır. Meydana gelişi düşünülebildiğine göre, güce bağı niçin düşünülmesin? Sizinle, yokluğun belirtiler ve şekiller üzerine geçmesini kesinlikle inkar ederek “yokluk bir şey değildir, öyleyse ona nasıl geçecek, geçme ve yenilenme ile nasıl nitelendirilecektir?” diyenin arasında ne fark vardır? Kuşkusuz yokluğun belirtiler ve şekiller üzerine geçmesinden biz kuşkuduymuyoruz, çünkü geçiş ile nitelendirilen şeyin gerçekleşmesi “ister bir şey adı verilsin ister verilmesin” düşünülebilir. Gerçekleşen ve düşünülebilen şeyin güç sahibine bağı da aynı şekilde düşünülebilir.

 

Denilirse ki; bu görüş, bir şeyin var olmasından sonra yok olmasını uygun görenin görüşüne göre gereklidir. Ona denilir ki; “geçen şey nedir?” Bize göre var olan şey yok olmaz. Belirtilerin yok olması demek; var olan zıtlarının onlara geçmesidir. Yoksa hiçbir şey olmayan soyut yokluğun geçmesi değildir. Çünkü hiçbir bir şey olmayan, nasıl geçiş niteliğiyle nitelendirebilir? Saç; beyazlaşınca ona geçen yalnızca beyazlıktır ve o vardır. Biz, ona geçenin siyah olmamaktır diyemeyiz.

 

Bu görüş de iki yönden tutarsızdır;

 

Birincisi; Saça beyazlığın geçmesi ve yayılması; siyahlığın yok olmasını kapsar mı kapsamaz mı? “kapsamaz” derlerse akıllar karşısında büyüklük taslamış olurlar. “kapsar” derlerse bu durumda kapsayan şey, kapsanılanın aynı mıdır  başka mıdır? Eğer “aynıdır” derlerse bu, çelişik olur, çünkü bir şey kendi nefsini kapsamaz. Eğer “başkadır” derlerse, “bu başka olan şey, akla uygun mudur değil midir?”, “Hayır uygun değildir” derlerse biz de, “onun kapsadığını nereden biliyorsunuz?” deriz. Onun kapsayıcı olduğuna hüküm vermek; akla uygun olduğunu kabul etmektir. “Evet uygundur” derlerse, bu akla uygun olan ve kapsayan şey “ki bu siyahın yokluğudur” başlangıcı olmayan mıdır, yoksa sonradan var olan mıdır? “Başlangıcı olmayandır” derlerse, bu olanaksızdır. “Sonradan var olandır” derlerse, meydana gelme ile nitelendirilebilen şey, nasıl akla uygun olamaz? Eğer, “ne başlangıcı olmayandır, ne de sonradan var olandır” derlerse, bu boş sözdür. Çünkü “beyazlığın ona geçmesinden önce siyahlık yok olmuştur” denilirse, bu yalan olur. “Beyazlığın ona geçmesinden sonra siyahlık yok olmuştur” denilirse, bu doğru olur. Öyleyse, kuşkusuz ki bu beyazlık ona geçmedir ve geçen şey de akla uygundur. Öyleyse güç sahibinin gücüne bağlanması uygundur.

 

Tutarsız oluşun ikinci şekli; Felsefecilere göre belirtilerin bir kısmı ancak zıttı ile yok olur. Onlara göre; hareketin zıttı yoktur. Hareket ile durgunluk arasındaki karşıtlık, beceri ve yokluğun karşıtlığı gibidir. Varlıkla yokluğun karşıtlığı demek istiyorum. Durgunluk demek, hareketsizlik demektir, hareket yok olunca onun zıttı olan durgunluk ona geçmez, Aksine o salt yokluktur, Tamamlama türünden özelliklerde; duyumlanan şeylerin şekillerinin gözün ağ tabakasında şekillenmesi gibidir. Üstelik akla uygun olanların şekillerinin ruhta yer etmesi de böyledir. Bu şekillerin ruhta yer etmesi, zıttının ortadan kalkmasına gerek olmadan, varlığın açılması şeklindedir. Eğer yok olursa, bunun anlamı; zıttı ardından gelmeden varlığın yok olmasıdır. Budurumda ona geçen yokluğun gerçekleşmesi düşünülebilir. Bir şey olmasa da kendiliğinden meydana gelişi düşünülebilen şeyin güç sahibinin gücüne bağlanılması da düşünülebilir.

 

Buradan ortaya çıkıyor ki;her ne zaman sonradan var olan birinin, başlangıcı olmayan bir irade ile meydana gelişi düşünülürse, meydana gelen şeyin var veya yok olması arasında fark yoktur. Ve en iyi bilen Allah’tır.





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
YAZARLAR
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
YUKARI