Diyarbakır masaj Aksaray masaj Afyon masaj Amasya masaj Bolu masaj Burdur masaj Elazığ masaj Erzincan masaj Erzurum masaj Düzce masaj Edirne masaj Isparta masaj Giresun masaj Karabük masaj Kastamonu masaj Sinop masaj Kırıkkale masaj Kırklareli masaj Kırşehir masaj Mardin masaj Nevşehir masaj Niğde masaj Ordu masaj Osmaniye masaj Rize masaj Tokat masaj Zonguldak masaj Uşak masaj Yozgat masaj Bingöl masaj
escort bayan İstanbul escort İzmir escort Kahramanmaraş escort Kastamonu escort Kayseri escort Kıbrıs escort Kırklareli escort Kocaeli escort Konya escort Kütahya escort Erbaa escort Erdemli escort Ereğli escort Erenler escort Ergene escort Esenler escort Esenyurt escort Eskil escort Espiye escort Eyüpsultan escort Eyyübiye escort Fatih escort Fatsa escort Fethiye escort Finike escort Gaziemir escort Gaziosmanpaşa escort Gazipaşa escort Gebze escort Gediz escort Gelibolu escort Gemerek escort Gemlik escort Geyve escort Gölcük escort Gönen escort Görükle escort Güllük escort Gümbet escort Gümüşlük escort Güngören escort Gürsu escort Haliliye escort Hendek escort Horasan escort Ilgın escort İlkadım escort İncirliova escort İnegöl escort İskenderun escort İzmit escort İznik escort Kadirli escort Kadıköy escort Kadınhanı escort Kağıthane escort Kahramankazan escort Kangal escort Kapaklı escort Karabağlar escort
www.vipeskortmodel.com Gaziantep escort Denizli escort Adana escort Hatay escort Aydın escort İzmir escort Ankara escort Antalya escort Bursa escort İstanbul escort Kocaeli escort Konya escort Muğla escort Malatya escort Kayseri escort Mersin escort Samsun escort Sinop escort Tekirdağ escort Eskişehir escort Yalova escort Rize escort Amasya escort Balıkesir escort Çanakkale escort Bolu escort Erzincan escort Van escort Yozgat escort Zonguldak escort Afyon escort Adıyaman escort Bilecik escort Aksaray escort Ağrı escort Bitlis escort Siirt escort Çorum escort Burdur escort Diyarbakir escort Edirne escort Düzce escort Erzurum escort Kırklareli escort Giresun escort Kilis escort Kars escort Karabük escort Kırıkkale escort Mardin escort Kırşehir escort Maraş escort Manisa escort Muş escort Kastamonu escort Ordu escort Nevşehir escort Sakarya escort Osmaniye escort Şanliurfa escort Sivas escort Trabzon escort Tokat escort Ardahan escort Bartın escort Karaman escort Batman escort Bayburt escort Bingöl escort Elazığ escort Gümüşhane escort Hakkari escort Isparta escort Uşak escort Igdır escort Şırnak escort
Bodrum escort Kuşadası escort Marmaris escort İzmit escort Mecidiyeköy escort Bornova escort Alanya escort Arnavutköy escort Ataşehir escort Başakşehir escort Esenler escort Esenyurt escort Fatih escort Gaziosmanpaşa escort Kağıthane escort Kartal escort Küçükçekmece escort Maltepe escort Sarıyer escort Pendik escort Sultangazi escort Ümraniye escort Zeytinburnu escort Adapazarı escort Aksu escort Anamur escort Antakya escort Atakum escort Belek escort Beykoz escort Buca escort Çankaya escort Çorlu escort Dalaman escort Edremit escort Erdemli escort Gaziemir escort Gazipaşa escort Gölcük escort Gümbet escort Gümüşlük escort İlkadım escort İnegöl escort İskenderun escort Karşıyaka escort Kaş escort Kavaklıdere escort Keçiören escort Kepez escort Konak escort Konyaaltı escort Köyceğiz escort Menderes escort Menemen escort Menteşe escort Mezitli escort Ödemiş escort Odunpazarı escort Osmangazi escort Pamukkale escort Şahinbey escort Serdivan escort Seyhan escort Side escort Şile escort Silifke escort Silivri escort Tarsus escort Tire escort Torbalı escort Toroslar escort Turgutreis escort Yalıkavak escort Bandırma escort Çerkezköy escort Kahramankazan escort Elbistan escort Milas escort Polatlı escort Çarşamba escort Ceyhan escort Nazilli escort Söke escort İznik escort Susurluk escort Melikgazi escort Yıldırım escort Bafra escort Akçaabat escort Salihli escort Akhisar escort Soma escort Turgutlu escort Yatağan escort Köyceğiz escort Merzifon escort Lüleburgaz escort Sandıklı escort Gelibolu escort Çan escort Dörtyol escort
İstanbul masöz Avrupa masöz Maltepe masöz Mecidiyeköy masöz Kadıköy masöz Etiler masöz Beşiktaş masöz Bakırköy masöz Anadolu Yakası masöz Ataşehir masöz Beylikdüzü masöz İstiklal masöz Beykoz masöz Bayrampaşa masöz Başakşehir masöz Bahçeşehir masöz Bahçelievler masöz Bağcılar masöz Avcılar masöz Ataköy masöz Çekmeköy masöz Çatalca masöz Büyükçekmece masöz Beyoğlu masöz Kurtköy masöz Küçükçekmece masöz Kemerburgaz masöz Halkalı masöz Güngören masöz Gaziosmanpaşa masöz Fatih masöz Eyüpsultan masöz Esenyurt masöz Esenler masöz Şişli masöz Şirinevler masöz Silivri masöz Sarıyer masöz Sancaktepe masöz Pendik masöz Nişantaşı masöz Merter masöz Zeytinburnu masöz Üsküdar masöz Tuzla masöz Taksim masöz Sultangazi masöz Sultanbeyli masöz Sultanahmet masöz Denizli çelik çatı
Bugun...


Osman TURNA

facebook-paylas
DİNSEL VE HUKUKSAL ANLAMDA EHLİYET-01
Tarih: 02-06-2020 21:16:00 Güncelleme: 02-06-2020 21:16:00


Ehliyet,kişinin dinsel ve hukuksal hükümlere muhatap olmaya elverişliliği anlamında hukuksal birsözcüktür.

Arapça’da “ehl” kökündentüretilmişyapmabir kaynak olanehliyet sözlükte, “yetki, elverişlilik, liyakat, yeterlilik” gibi anlamlara gelir. İslam hukuk öğretisinin oluşumuyla birlikte ehliyet sözcüğü, kişinin dinsel ve hukuksal hükme konu olmaya elverişli oluşunu belirten bir sözcük olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu nedenle,gerek Kur’an’da, gereksePeygamberin sözlerinde“ehl”sözcüğü değişik anlamlarda kullanıldığı halde, ehliyet sözcüğüne rastlanmaz.

Kur’an’da, yerin ve göğün taşımaktan çekindiği emaneti insanın yüklendiği belirtilerek(Ahzab Suresi 33.72 ayetinde; Kuşkusuz biz emaneti göklere, yere ve dağlara önerdik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi ...) diğer tüm varlıklar arasında yalnızca insanın yeterlilik ve sorumluluk taşıdığına işaret edilir (Araf Suresi 7.172 ayetinde; Hani Rabbin Ademoğullarının döllerindensoylarını almış, onları kendilerine karşı tanık tutarak, Ben sizin Rabbiniz değil miyim? demişti. Onlar da, Evet, tanık olduk, demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, Biz bundan bilgisizdik, dememeniz içindir.İsra Suresi 17.13 ayetinde; Her insanın işlerini boynuna yükledik.  Kıyamet günü kendisine, açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız.).Peygamberimizin sözlerinde bu konu oldukça çokyer almaktadır. Hattabirsözünde, hayvan, kuyu, maden gibi canlı ve cansız varlıklara sorumluluk yüklenmeyeceğinin belirtilmesi (Buhârî, “Zekât”, 66; Müslim, “Ḥudûd”, 45-46), ancak insanın sorumluluk taşımaya elverişli olduğu anlamındadır. İnsanın ise,dinselbildirimeergin ve muhatap oluşu, kısaca akıl denilen anlama, düşünme ve ona göre davranma yeteneğine sahip bulunması nedeniyledir. İnsanın bu anlamdaki ehliyet ve sorumluluğuna yöntemciler, “yeterliliksahibi” adını verirler. Bundan amaç, insanın dinin çağrısını anlayacak konum ve erginlikte olmasıdır. Bu bağlamda tartışılan dinsel sorumluluk için aklın tek başına yeterli olup olmadığı veya ne gibi ekkoşullar arandığı, Müslümanolmayanların,dinsel hükümlerden hangilerine muhatap olduğu gibi konular adı geçen yeterliliğinnitelik ve kapsamını açıklamayı amaçlar. Kişinin hak ve borçlarının belli olması, dinselgörevlerleyükümlü tutulması, hukuksal işlem ve davranışlarının geçerliliği, toplumsal ve cezaya ilişkin sorumluluk taşıyabilmesi gibi farklı düzeydeki hak ve yükümlülükler onun dinselbildirimin konusu olmasının değişik görünümleridir. Bunların her bir türünün farklı düzeylerdeakılsal erginlik ve bedensel yetişkinliği gerektirdiği açıktır. Bunun için yeterlilik kişinin anlama, düşünme ve yapabilme yeteneğiningelişmesürecine bağlı olarak gittikçe gelişme gösteren göreceli bir özellik konumundadır. İslam hukukçuları, kişiyi dinsel hükme konu yapan bu özelliğin,yasa koyucu tarafından belirlendiğini söyleyerek hukuk öğretisinin temelde İslam’ın genel esaslarına dayandığını ve Allah’ın tekliği inancıyla olan bağını vurgulamaya çalışırlar. Bu anlayış, onların doğru ve doğrunun kaynağıyla ilgili görüşleriyle benzerlik gösterir.

Ehliyet yani yeterlilik, İslam hukuk yöntemi açısından, kişinin dinselhükümlerle olan bağını, bölümleri açısından ise dinsel ve hukuksal hükmün doğmasının veya geçerliliğinin ön koşulunubelirttiğindenhukukun, her iki bilim bölümünü yakından ilgilendirir. İslam hukuk yönteminde konunun, İslam bilginleri ve Şafii düşünürlerininyöntemiyle yazılan yapıtlardadinsel hüküm bölümünde ve “yükümlü” başlığı altında, İslam hukukçularıHanefî görüşü yöntemiyle kaleme alınanlarda ise yöntemin son konusu olarak ayrı bir başlık altında konu bütünlüğü içinde ve daha ayrıntılı bir şekilde ele alındığı görülür. Yeterlilik konusu, başta kulluklar ve özel borç ilişkileri olmak üzere bölümlerin hemen hemen tüm alt bölümlerini yakından ilgilendirdiğinden,alışılmışhukuk kitaplarında ele alınan her konu kişi yeterliliğinin tür ve devrelerine, elverişliliği daraltan veya ortadan kaldıran nedenlere göre ayrıca incelenir. Bölümlerin alt bölümleri arasında ilgisi oranınca serpiştirilmiş bir şekilde işlenen yeterlilik konusu, bir bakıma yöntemdekielverişlilikle ilgili kuralların ve yöntemsel yaklaşımın uygulaması niteliğindedir.

Yeterlilik, kişinin haklardan yararlanmaya, bu hakları kullanmaya ve borçlanmaya elverişliliği demek olduğundan, dölütaşamasından itibaren akılsal ve bedensel gelişimsürecine paralel olarak parça parça bu yeterliliği kazandığı ve erginlik ile bunun tamamlandığı görülür. Doğrusu önce bazı haklardan yararlanma şeklinde başlayan bu yeterliliğitüm haklardan yararlanma, bazı konularda borçlanabilme ve ekonomik sorumluluk altına girme izler. Bunun ardından kişinin dinsel ve hukuksal olarak geçerli söz ve uygun davranışta bulunabilme yetki ve sorumluluğu, yani hakları doğrudan kullanabilme yeterliliği gelir. Bu nedenle, İslam hukukunda insan yaşamı, hukuksal kişiliğin başlamasından itibaren,elverişlilik açısından değişik dönemlere ayrılmaya, herbir dönem için farklı kurallar belirlenmeye, yeterlilik de bu dönemlere uygun adlandırma ve ayırımlara bağlı tutulmaya çalışılır. Öte yandan yeterliliğin belirlenmesinde, kişinin konumu kadar karşılaşılan hak ve borcun, dinsel vehukuksaleylem ve işlemin niteliğiöneminigösterir. Bunun sonucu olarak İslam hukuk öğretisinde,yeterlilik; “zorunlulukyeterliliği” ve “yerine getirme yeterliliği” şeklinde iki ana aşamaya, insan yaşamıisedölüt, çocukluk, seçme, erginlik ve gelişmişlik şeklinde beş döneme ayrılır. Kişinin dinsel ve hukuksal bir hükme muhatap oluşu, söz ve davranışlarının sonuçları, hangi tür dinsel ve hukuksal işleme ne ölçüde elverişli olduğu konusu bu dönemler içinde ayrı ayrı incelenir.

A.Gerekli OlmakYeterliliği; Yöntemciler, gerekli olmak yeterliliğini, “dinsel ve hukuksal hak ve borçların doğmasına kişinin elverişli olması” şeklinde tanımlar. Diğer bir anlatımla, kişinin haklara sahip olabilme ve borç altına girebilme elverişliliğidir. Alışılmışkaynaklarda bu “kanıtlasusturmak” ve “gereklilik” sözcükleriylebelirtilir. Tanımdangerekli olmakyeterliliğinin, kişinin yararına hakların belirginleşmesi ile (kanıtlasusturmak) borçlanmaya elverişli oluş (gereklilik) şeklinde iki ögenin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu hak ve borçlar arasında kişinin miras, vasiyet veya satın alma yoluyla mülkiyet sahibi olmaya, uğradığı zararı karşılamaya veya yakınlarından geçimlik ücret almaya hak kazanması, ayrıca soy, çocuk büyütmek ve yetiştirmek ve vakıftan yararlanma hakkı ile vergi ödeme, haksız fiilin yol açtığı zararı karşılama gibi borçlara muhatap olması sayılabilir. Ancak gerekli olmakyeterliliğinin özünü kişilerin haklardan yararlanmasınıoluşturduğu, borçlanma yönü ise daha çok üçüncü kişilerin haklarını korumaya yönelik bir önlem olduğu içindir ki,gerekli olmakyeterliliğiolumlu hukukta hak veya yararlanmaelverişliliği olarak adlandırılır.

Gerekli olmakyeterliğinin temelini insan olma özelliğioluşturur; akılsal ve bedensel gelişimi ne durumda olursa olsun yaşayan her insanın bu tür yeterliliğe sahip olduğu kabul edilir. Ancak gerekli olmakelverişliliği, İslam hukukçularınca “üstlenme” kavramına dayandırılarak açıklanır. Örneğin,Gazali(Büyük Selçuklu Devleti devrinin İslam bilgini, filozofu, tasavvufçusu ve öğretmeni),gerekli olmakyeterliliğini “üstlenmedehükümlerinbelirgin olmasına elverişlilik” olarak tanımlar. Karâfî(Maliki görüşününhukukçusu ve Kur’an yorum bilgini), yeterlilik ve üstlenmenin,hükmü konmuş grubunda yer alan dinselölçüler olduğunu belirtmekle birlikte,üstlenmeye daha dar ve özel bir anlam yükler. İnsan için zorunlulukyeterliliğinden ayrı olarak üstlenmeninbelirlenmesinin gereksiz olduğunu savunan yöntemciler de vardır. Bu aykırı görüşler dışarıda tutulursa,yöntemcilerin genelde kabul ettiği anlayışa göre üstlenme, her insanın doğumdan itibaren sahip olduğu var sayılan göreceli bir özellik, gerekli olma elverişliliğinin dayandırıldığı yerdir. Bir bakıma kişinin borçlanma ve borçlandırma kapasitesidir. Üstlenmeise insanın yaşamdabulunması esasına dayandığından,sonuçtagerekli olmaelverişliliği için kişinin yalnızcayaşamda bulunuşu yeterli olup erginlik, akıl, seçme gibi bedensel veya ruhsal yetişkinlik aranmaz. Çağdaş olumlu hukukta buna, “hukuksalkişilik” adı verilir. Yaşayan her insanın gerekli olmaelverişliliğinin bulunduğunun kabul edilmesi, amaç bakımından hem onun haklarını, hem de insan olma özelliği ve onurunu koruyucu bir rol üstlendiğinden, toplum ve hukuk düzeninin doğal gerekleri arasında yer alır. Sağ doğması koşuluyla, anne karnındaki dölütün kısmen dahi olsa,gerekli olmaelverişliliğine sahip olduğunun kabul edilmesi, üstelik bazı İslam hukukçularının, ölümden sonra bile belli alanlarda bir süre için kişinin zorunlu olmaelverişliliğinin devam edeceği görüşünde olması, aslında kişinin ve üçüncü kişilerin haklarını korumayı amaçlar.

Gerekli olmayeterliliği ve üstlenme konusunda alışılmış dönem hukuk kitaplarında yer alan tanım ve açıklamalar, ilk bakışta bu iki kavramın gerçekkişilerle ilgili olup,tüzelkişilikler için söz konusu edilmediği izlenimini vermekteyse de, aynı kaynaklarda devlet, vakıf, devlet hazinesi, şirket, mescit, yol, köprü gibi kurum ve kamu mallarıyla ilgili olarak yer alan hukuksal hükümlerde tüzelkişilikanlayışının doğrudan veya dolaylı olarak kabul edildiği ve onların da bir türüstlenme ve gerekli olmayeterliliğine sahip yapıldığı görülür. Tüzelkişiliklerin bu yeterliliği, küçük çocuk ve akılsal dengesi bozulmuşlarda olduğu gibi,yasal temsilciler aracılığıyla kullanacağı açıktır. Üstelik, İslam hukuk kaynaklarında, hayvanların bile bazı haklara sahip olduğu, bu hakların sağlanmasının yalnızcadinsel ve ahlaksal değil, hukuksalolarak dadenetlenip güvence altında tutulacağı belirtilir. Ancak, bu tür anlayış ve eğilimlerin temelde insan hak ve sorumluluğunu güçlendirmeyi amaçladığı söylenebilir.

Gerekli olmayeterliliği açısından, insan yaşamıdölüt dönemi ve doğum sonrası dönem, buna bağlı olarak gerekli olma elverişliliği, eksik ve tam şeklinde ikiye ayrılarak incelenir. Anne karnındaki çocuğa, doğum sonrasında bağımsız bir kişilik kazanacak olması göz önünde bulundurularak,oluşma anından başlayarak eksik bir kişilik ve gerekli olmaelverişliliği tanınmıştır. Bu elverişliliğin eksik oluşu,dölütünyalnızcakendi yararına olan bazı haklara sahip olması, herhangi bir şekilde borç altına girmeye yeterli sayılmaması anlamındadır. Dölüt, bağımsız bir varlığa sahip bulunmayıp, annesinin yaşamına bağlı olarak yaşadığı, doğuma kadar yaşamasının da kuşkulu olduğu göz önüne alınarak tam bir kişi işleminebağlı tutulmamış, yalnızca doğuma kadar beklendiğinde yok olabilecek yararına olan bazı haklar saklı tutulmuş ve sağ olarak doğduğunda bunlara kendiliğinden sahip olması kabul edilmiştir. Kökleşmişkaynaklardadölüt için miras, vasiyet, vakıf ve soy şeklinde dört haktan söz edilir ve dölütün bu haklardan yararlanmayaelverişli oluşu, bu hakların doğması için ilgili tarafın kabulünün gerekmediği gerekçesine dayandırılarak açıklanır. Bunun dışındaki haklardan yararlanması ise kural olarak kabul edilmez. Yöntemciler bunu, anne karnındaki çocuğunüstlenmesinin ve tam olarakgerekli olmaelverişliliği bulunmayışıyla açıklamaktadır. Bu anlayışın temelinde, yukarıda sayılan dört hak dışındaki haklardan yararlanmanındölüt için gereksinimoluşturmadığı görüşü yatar. Örneğin,anne karnındaki çocuğunbağışlama gibi kabulü gerektiren haklardan yararlanması, İslam hukukçularının çoğunluğu tarafından dölüt adına hukuksal işlem yapmaya yetkili yasal bir temsilcinin bulunmadığı ileri sürülerek kabul edilmez. Kuramda, dölütyararına doğan hakların ve malların korunması için vasi veya güvenilir kişigörevlendirilmesi uygun görülmüşse de,hukukçuların çoğunluğu ona dölüt adına hukuksal işlem yapma yetkisi tanımaz. Ancak,Malikigörüşünde, bu kimsenin dölütyararınabağışı kabul edebileceği görüşü vardır ve bunun bazı İslam ülkelerinin son dönem yasalarında yer aldığı görülür. Anne karnındaki bebeğin borçlanmasına gelince, kişinin borçlanması ya kendi hukuksal işlem, söz ve davranışı,ya dayasal temsilcisinin adına yapacağı hukuksal işlemnedeniyleolası olur. Anne karnındaki bebek için her iki durum da söz konusu olmadığından, herhangi bir borçla yükümlü tutulmaz. Anne karnındaki bebekyararına doğan hakların doğuma kadar işlerlik kazanmadığı ve askıda olarak varlıklarını koruduğu görüşü bu anlayışı etkilemiştir. Ancak AhmedHanbel’e göre, anne karnındaki bebek, bir malın taşınması doğum öncesinden işlerlik kazandığı için gerekli koşullar oluşmuşsa dölütün yakınlarına bu maldan geçimlilik ödenmesi gerekir.

Hanefîhukukçuları,üstlenmenin ve gerekli olmayeterliliğinin kişinin ölümünden sonra belli durumlarda geçici bir süre için devam edeceği görüşündedirler. Örneğin, ölenin malından borçlarının ödenmesini, donatım, kefenleme ve vasiyet gibi görevlerin yerine getirilmesini, sağlığında iken başlatıp ölümü sonrasında sonuçlanan bazı fiillerinin kazandırıcı veya borçlandırıcı etkisinin doğrudan öleni veya mirası hedef almasını, kişinin üstlenme ve zorunlulukyeterliliğinin ölüm sonrasında da belli bir süre için bir yönüyle devam ettiğinin kanıtı sayarlar. Daha çok mirasçıların ve üçüncü kişilerin haklarını korumayı amaçlayan bu önlem, bir tür eksik gerekli olmayeterliliği olarak nitelendirilebilirse de hukukçuların çoğunluğu kişinin üstlenme ve gerekli olmayeterliliğinin ölümle sona ereceği, mallarının mülkiyetinin mirasçılara aktarılacağı, yukarıda sayılan hak ve borçların birinci derecede mirası elinde bulunduranmirasçıları ilgilendirdiği görüşündedir.

Doğumla tam bir hukuksal ve gerçek kişilik başlar ve kişi yaşadığı sürece üstlenmeye ve tam gerekli olmayeterliliğine sahip olur. Kişinin haklardan yararlanabilmesini ve borçlanabilmesini belirtengerekli olmayeterliliği kişi elverişliliğinin özünü ve vazgeçilmez alt sınırını oluşturur. Seçme çağına ulaşmamış küçükler, aklını yitirmiş olan ve bunamış olanlaryalnızcagerekli olmayeterliliğine sahip olduklarından, bu grubun tipik örneğini oluşturur ve kökleşikkaynaklardagerekli olmaelverişliliğininnitelik ve kapsamı özellikle,iyiyi ve kötüyü ayıramayan çocuk örneği üzerinde açıklanır. Özetle belirtmek gerekirse, kişi doğumdan itibaren,ekonomik haklardan yararlanmaya ve ekonomik borçlar altına girmeye tam yeterli olur. Satım, kira, miras, vasiyet, bağış gibi sözleşme yapma ve hukuksal işlemler sonucu kendisine taşınan her türlü hakkı kazanabildiği gibi, kendisi adına yapılan hukuksal işlemlerden doğan borçlara, akrabalık geçimlilik ücreti, haksız fiilden doğan zararın ödenmesi, ondalık pay ve vergi gibi kamu düzenini ve sosyal yardımlaşmayı gerçekleştirmeye yönelik parasal borçlara muhatap olur. Bunlar kişinin gerekli olmaelverişliliğine sahip olmasının doğal sonuçlarıdır. Zekat ve fitre,parasal yönü ağırlıklı gören hukukçular bunların gerekmesi için gerekli olmaelverişliliğini yeterli kabul ederler. Evlilik sözleşmesi de bir yönüyle ekonomik ve bedellisözleşmeler grubunda sayıldığından, kişilerin sözleşmeyle evlendirilebilmesi için gerekli olmayeterliliğe sahip olmaları İslam hukukçularının çoğunluğu tarafından yeterli görülür. Kişilerin haklarınıkendiliğinden kullanma yetkileri bulunmadığı sürece hak ve borç doğurucu hukuksal işlemlerin onlar adına yasal temsilcileri tarafından yapılacağı açıktır. Yasal temsilcilerin, temsil ettikleri kişinin yalnızca zararına olan bağış ve vakıf gibi hukuksal işlemlere yetkili kılınmaması da gerekli olmayeterliliğin özünün hak elverişliliği olması, borçlanma yönünün ise daha sınırlı bir çerçevede, gerek üçüncü kişilerin hakkını gerekse kamu düzenini koruma gereksiniminedayanarak ve gereksinim oranınca tanınmış bulunmasının doğal sonucudur. Gerekli olmayeterliliği, yalnızca başkası adına yapılması olası olan hukuksal işlemleri kapsadığından,vekillik kabul etmeyip kişiceyerine getirilmesi gereken inanmak, bedensel ibadetler ve ekonomik yönü bulunmayan cezaya ilişkin sorumluluk gibi görevler için kişinin,gerekli olmayeterliliğin bulunması yeterli sayılmaz. Ancak haksız fiilden doğan parasal borçlarda işi yapanıneksikliğindendaha çokhaksızlığa uğramışın hakkının korunması ölçü alındığından, kişinin bu tür borçlarla yükümlü tutulması için gerekli olmayeterliliğine sahip bulunması yeterli görülürken,işi yapanı  akıl, niyet ve iradesinin önem taşıdığı konularda ise, kişinin belli derecede akılsal yetişkinlik kazanması aranır.





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
YAZARLAR
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
YUKARI