Tarih insan?n yeryüzü serüvenin alan? olarak kar??l?k bulmu?tur.?nsan?n metafizik dü?ü?ü bu sürecin kökenidir.?nsan yeryüzüne y?ld?r?m gibi dü?mü? bir mültecidir. Bu hakikat ve de?er aleminden bir dü?ü?tür; insanî nesnele?mesi hikayesi bu anda kadem bulur. ?nsan?n hakikat ile olan ba?? hep bu dü?ü?üsün hikayesinde mündemiçtir. Tarih insan hakikat ili?kisinde genellikle dü?ü?ün yeryüzünde de devam etti?i görülmektedir. ?nsan?n hiçli?e olan e?ilimi adeta bir medeniyet seviyesine ula?m??t?r.Modern uygarl???n bir teknoloji ve meta-feti?izmine dönü?mesi ve her geçen gün bu durumun daha da radikalle?mesi hiçli?i ve dü?ü?ü sadece görkemli hale getiriyor.
Varolu? adeta büyük bir çölü and?r?yor. ?nsan?n nesne kar??s?nda s?radanla?mas? ve tekno uygarl???n i?tah? dünyay? ve hayat? tüketiyor. Sembolik olarak dü?ü? gerçeklik olarak hakikatten bir sürgündür.
Madde ve tutkular?na teslim olmu? (ram olmu?) insanl???n mana iklimine ait hürriyet ve faziletten firar ve firkat etti?ini görünce akl?mdaki zümrüt ye?ili sorular kalbime kilitleniyor.?nsan hiçli?in sular?nda bir yok olu?a sürükleniyor.
?nsan yarasalar gibi ba??n? ta?tan ta?a vurarak ????a ko?uyor; kurtulu? ve kutsan???n? ar?yor. Eyvah ki maddenin esiri ve manan?n kirleticisi bir zehri kusuyor. Zincirlerinden bo?alm?? kapitalizmin ve Protestan ahlak?n icrac?s? olmak hükmünde. Kölele?tirilmi? uysal bir figüran; nesnele?tirilmi? bir özne; bir iyelik eki. Özgür ve e?it bir birey olarak ya?amak ve ya?at?lmak zorunda iken üretim araçlar?ndan ve üretimden pay?n? alamad??? için kapitalist maddecili?in ve fa?ist tahakkümün uysal kölesi. Elitlerin egemenli?i devletlerin korteksine temel çivisi gibi saplanm??; ideolojik ayg?tlarla özne olmas? hayal olan nesnele?tirmi? bir gizli özne; i?te ?nsan! Egemenlik yöntemleri bilgi ve finansal varl?klara sahiplilikle mündemiç. Nesne insan kefenle do?uyor. Kefensiz ölüyor. Kapitalizm ve totaliter ideolojiler insana mahdut bir ya?am; mazbut bir hayal sunuyor. Kendini gerçekle?tirme imkanlar? imkans?zl?kla mühürleniyor.
Kölele?tirilen y???nlara dönü?mü?, fikir dünyalar? s?? ve vasatlar?n sahte öznelikleri elitlerin zehirli örümcek tuzaklar?nda bekle?melerine sebep oluyor. Sathî, duygusal ve kültür milliyetçileri ölüm komandosuna dönü?türmek istedikleri ?rkda?lar?n? haysiyetli bir ?ahsiyet olarak ya?atmak için fikir sistematiklerinde bir veri ve öngörüleri yok. Milli ?uur, milli ülkü bir yol haritas? olarak insanl??a “ya?a ve ya?at” temel emrini sunmad??? sürece bir politik ?iddettir. Bu da ancak Tanr? Buyru?unu temel buyruk olarak kabul etmekle olur.Politik gücün kutsalla?t?r?l?p bir feti?e dönü?türülmemesi gerekir.Sembolik ?iddetle narkozlanan insan bir meta-feti?e dönü?türülüyor.
Mülk ve fikir hatta sanat ve birçok insani faaliyet hakikatin ve varl???n unutulu?una hizmet eder.?nsan varl?k sanc?yla genellikle yapay gündemlerle bah?etmeye çal???r. Mülkiyet konusu bu aç?dan temel bir yönelim olarak görünse de fikir ve sanatlara olan ilgi de bu konuda mülkiyet perestlikten geri de?ildir.
Geni? anlamda devlet anlay???n? hakim k?l?p her bir sosyal olu?umu devletin parças? kabül edip, politik merkezin ruhsuz bürokratik bir ayg?t olmaktan devleti ve milleti ar?nd?rmak gerekir. Sönümlenmi? ideolojiler insanl??a yol gösterici olmaktan ç?kt?. Bir yeni yol gerekir. Öyle bir gün gelecek ki üretimi ak?ll? makinalar yapacak, bili?im ajan? yaz?l?mlar insanlar?n kaderlerine etki edecek. ?nsan?ms? yapay zekalar ezberleri bozacak. Dünya dönü?üyor ve gelecek daha da belirsizle?iyor
Din insana tarihsel ve ontolojik konumunu tezkire eder. Bu bir hat?rlatmad?r. Dini söylem insan?n dünyaperestli?ini sarsacak nitelikte hat?rlatlamalar yapar. Mal ve mülkiyetin varolu?un as?l anlam? olarak görülmesi ontolojik bir sapma olarak dile getirilir. Metafizik kökenin unutulu?u dünyaperestlik olarak görülerek insan için bu durum adeta yeniden dü?ü? olarak görülebilir.
Kuran’? Kerim, Ha?r 7, “Allah’?n, (fethedilen) memleketlerin ahalisinden sava??lmaks?z?n peygamberine kazand?rd??? mallar; Allah’a, peygambere, onun yak?nlar?na, yetimlere, yoksullara ve yolda kalm??lara aittir. O mallar, içinizden yaln?z zenginler aras?nda dola?an bir servet (ve güç) hâline gelmesin diye (Allah böyle hükmetmi?tir). Peygamber size ne verdiyse onu al?n, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah’a kar?? gelmekten sak?n?n. ?üphesiz, Allah’?n azab? çetindir.” Mülkiyet ve servetin bir güç ve iktidar arac? olmas?n?n engellenmesi ve reddedilmesi dinin temel bir amac? olarak öne ç?kar. Servete dayal? bir güç politikas? toplumsal yozla?ma ve çürümenin tetikleyicileri olarak görülebilir. Servet bir politik mekanizma olarak toplumsal adaleti perdeleyen ve gerileten bir etkinli?e dönü?memelidir.
Bünyad-i Mustazafin’i (mazlumlar derne?i) in?a eden ?mam Humeyni, bu dernek arac?l???yla zenginlerin mallar?na el konulup bunlar?n fakirlere da??t?lmas?n? emretmi?tir. Hadi bakal?m. Mülkün belli zümrenin elinde temerküz etmesi zulümdür. ?ncil ve Tevrat bu meyanda emirler varittir.Mülkiyetin tekelle?mesi böylece bir tahakküm arac? olmaktan ç?kart?lm?? olaca?? dü?ünülür.
Tevbe Süresi, 34; “Ey iman sahipleri! ?u bir gerçek ki, hahamlardan ve rahiplerden birço?u halk?n mallar?n? uydurma yollarla t?ka basa yerler ve Allah'?n yolundan geri çevirirler. Alt?n? ve gümü?ü depolay?p da onlar? Allah yolunda harcamayanlara korkunç bir azap mu?tula!” Servet biriktirenleri Rabbimiz cehenneme gönderece?ini ihtar buyuruyor. Allah (cc) Yolunda harcamak, insanlar?n haysiyetli, özgür ve özne olarak ya?am sürmeleri Rabbin R?zas?na uygun dünyevi ve uhrevi eylemlerde bulunmak anlam?nda. Bu ayetler kar??s?nda, maddenin bölü?üm ve da??l?m? ve sahipli?inin tüm fertler ait oldu?u, mü?terek mülkiyetin esas tutulmas? gerekti?i; insanl???n iyili?i için servet unsurlar?n?n biriktirilmeden harcanmas? lüzumunu ihtar eder. Bu ayet-i kerimi ihtiyat etmeyenlere itibar etmeyin. Çünkü bunlar kapitalizmin ve fa?izmin unsurlar?d?r. Toprak, sermaye mü?terek olsa; özgürlük, e?itlik öncüllense; yeni bir yönetim biçimi olarak bireylerin iradeleri maksimal düzeyde iktidar? olu?turan otoriteye derç edilse insanl?k nesnele?mekten öznele?meye kanat ç?rpar.
Bakara 219, “Sana ne infak edeceklerini de sual ediyorlar. De ki: «?htiyac?n?zdan artan?.» Allah Teâlâ âyetlerini sizlere i?te böyle beyan ediyor, tâ ki tefekkür edesiniz.” Art?k de?er (surplus) meselesini Kur’an-? Kerim, Marks’tan önce ele alarak rikkat kesilinmesini emir buyurmu?. ?nsan? nesnele?tiren bir lanet. Marks’ a göre,” Art?-de?er, i?çinin eme?inin, i?gücünün de?erinin üzerinde yaratt??? ve kapitalist taraf?ndan kar??l?ks?z olarak el konulan de?erdir. Art?-de?er (art?k de?er) yasas?, kapitalizmin ekonomik temel yasas?d?r. (Politik Ekonomi Ders Kitab? s. 169). Mülkiyet aray??lar? hiçli?in evrenin de insan?n bir hezeyan?d?r. Tasavvufi söylemin mülkiyete ili?kin ontolojik reddiyesi ve varolu?sal ilgisizli?i, dünyaya dü?ü?ü kabulleni? ayn? zamanda tarih ve toplumun bu yitik olan? kar??lama ve telafi etmedeki kifayetsizliklerini aç?kça ortaya koyar. ‘Dünya yetmez’ mottosu yitik olan?n telafi edilemeyece?ini deklare eder.
Ba?tan yitik olanlar, ba?kalar?n?n a?k?yla ba?lay?n ya?ama?a.Yitik olan dü?ü? öncesinde kalm??t?r. ?nsan?n ontolojik gerilimi bu yitik olan?n ?iddetidir. Yitik olan ele geçirilemez oland?r. Kapitalizmin art? de?eri bu yoklu?u gideremez. ?nsan?n mülkiyet ve teknoloji aray??? bir anlamda sahte anlam dünyalar?nda ikametgah aray??lar?, ikame çabalar? da yitik olan? yakalama denemeleridir. Bazen metaanlat?lar ve ütopyalar da bu yitik olana bir dönü? çabas? olarak görülebilir. ?iddet ve y?k?m hatta sald?rganl?k gibi ya?am dünyas?ndaki bireysel ve tarihsel olaylar da bu psikanatik dinami?in bir parças?d?r. Tarihin ve toplumun psikanalizinde hakikatin yoklu?u ve yitik olan?n dü?ü? öncesinin dayan?lmaz ?iddeti hakimdir. ?airlerin sözleri de bu yoklu?un f?s?lt?lar?d?r. ?air kelimeler ülkesinden bu yitik olan? ve yoklu?u in?a etmeye çal???r. ?airin dili bu anlamda hiçli?e bir bak??t?r.
Naz?m Baba,
“FEVKALÂDE MEMNUNUM DÜNYAYA GELD???ME
….
ayn? ekmek, ayn? hürriyet, ayn? hasret için ölebiliriz.
Ve dü?manlar ki kan?ma susam??lar
kanlar?na susam???m.
Benim kuvvetim :
bu büyük dünyada yaln?z olmamakl???md?r.
Dünya ve insanlar? yüre?imde s?r
ilmimde muamma de?ildirler.
Ben kurtar?p kellemi nida ve sual i?aretlerinden,
büyük kavgada
aç?k ve endi?esiz
girdim saf?ma.
Ve d???nda bu saf?n
toprak ve sen
bana kâfi gelmiyorsunuz.
Hâlbuki sen harikulâde güzelsin
toprak s?cak ve güzeldir.”
Yukar?da ifade etmeye çal??t?klar?m?n ?uur ça?r?s? gibi de?il mi!
Ruhsuz ve a?ks?z çirkinle?en ya?am depremlerde, s???naks?z öfke sa?naklar?ndan; yeryüzü ezilenlere yurt oluncaya dek sürecek bu cedel.
……
bin kez budad?lar körpe dallar?m?z?
bin kez k?rd?lar.
yine çiçekteyiz i?te yine meyvedeyiz
bin kez korkuya bo?dular zaman?
bin kez ölümlediler
yine do?umday?z i?te, yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü a?k?n yüzü oluncaya dek!”
Dü?leri gecelerden karanl?k olan insanlar, özgürlü?ün yoklu?u dünyevî cehennemin öbür ad?d?r.
Tarih ve toplum insan?n ontolojik aray??lar?n?n evrensel tan?kl???d?r. ?nsan bu süreçte hakikatin yerine ikameleremüracaat ederek derin bir dü? k?r?kl??? ile ya?amaktad?r. Bu ba?lamda insan bir hayal k?r?kl???d?r. Dünya tarihsel durumda insan bu durumu yeniden ya?arak ve tekrar ederek hiçli?i derinle?tirmektedir. Belki de uygarl???n bütün görkemi sadece hiçli?in s?radanl???d?r. ?air de bu sefalete bir itiraz ve tin aray??? olarak varl?k seferinde kendini konumland?r?r.