romabet romabet romabet
deneme bonusu veren siteler
sakarya escort belek escort adana escort antalya escort ankara escort aydın escort bursa escort gaziantep escort istanbul escort samsun escort balıkesir escort mersin escort konya escort eskişehir escort izmir escort sınav analizi denizli vip transfer kocaeli escort malatya escortmaltepe escort muğla escort manisa escort sivas escort tekirdağ escort tokat escort uşak escort yalova escort yozgat escort trabzon escort afyon escort aksaray escort amasya escort ardahan escort artvin escort bartın escort bayburt escort bolu escort burdur escort çanakkale escort çankırı escort çorum escort edirne escort elazığ escort erzurum escort erzincan escort kırşehir escort van escort zonguldak escort giresun escort gümüşhane escort hakkari escort ığdır escort ısparta escort kahramanmaraş escort karabük escort karaman escort kars escort kastamonu escort kırklareli escort kütahya escort nevşehir escort niğde escort ordu escort osmaniye escort rize escort şanlıurfa escort siirt escort sinop escort şırnak escort tunceli escort yozgat escort tokat escort tekirdağ escort kütahya escort balıkesir escort aydın escort edirne escort sivas escort uşak escort adana escort adana escort adana escort adana escort adana escort adana escort adana escort vergi konseyi görüntülü sohbet urla siyaset haberleri ankara magazin istanbul magazin yalova magazin kütahya magazin elazığ magazin adıyaman magazin tokat magazin sivas magazin batman magazin erzurum magazin afyon magazin malatya magazin ordu magazin trabzon magazin mardin magazin eskişehir magazin denizli magazin muğla magazin van magazin aydın magazin tekirdağ escort balıkesir magazin samsun magazin kayseri magazin manisa magazin hatay magazin diyarbakır magazin mersin magazin kocaeli magazin gaziantep magazin konya magazin sakarya magazin antalya magazin bursa magazin izmir magazin istanbul otomobil fiyatları istanbul ekonomi istanbul eğitim istanbul seyahat istanbul gezi rehberi antalya alışveriş merkezleri antalya ticaret
Hilbet Ofansifbet Casinoslot
jojobet
Bugun...




facebook-paylas
DÜNYADA LEY HATLARI
Tarih: 27-02-2021 11:21:00 Güncelleme: 27-02-2021 11:21:00


 

 
 
 
 
 
 

DÜNYADA LEY HATLARI

 

Bu makalemi çok farklı ve ben de dahil çoğumuzun pek de bilmediği ve hatta yakın zamanlara kadar duymadığı bir konuya ayırdım: “Ley Hatları”, bir başka ifadeyle “Dünyanın Manyetik Kuşakları”.

 

İçinde yaşadığımız gezegenin yani dünyanın, kendine özgü bir doğal gücü ve enerjisi bulunuyor. Dünya da, aynen canlı bir organizma gibidir; yaşı, fiziki yapısı, havası, suyu, toprağı, mineralleri vb mevcuttur.

 

İnsan bedenini saran sinir sistemi ve bu sistemde akan negatif ve pozitif enerji akımları gibi, dünyanın da yer kürenin altında ve üstünde mevcut olan, yerin jeolojik yapısının elektriksel girdabından doğan ve enerji ağları olarak dünyayı saran radyasyon akımları vardır. Bunu ilk keşfettiği ve dillendirdiği söylenilen Alfred Watkins, bunu “Ley Hatları” = “Dünyanın Manyetik Kuşakları” olarak tanımlamıştır. (Alfred Watkins’in bulduğunu ileri sürdüğü Ley Hattı: http: //en.Wikipedia.org/wiki/Alfred Watkins 1 ey)

 

Antik haritalarda, önemli bir çok tarihi yapıların hep aynı hatlarda hizalandığı, insanların topraktan akan enerji akımını, yani Ley Hatlarını, tıpkı akupunktur yönteminde olduğu gibi belirlemeye çalıştıkları görülmüştür.

 

Batıda Ley Hatları, Çin’de ise Ejderha Çizgileri/Dragon Çizgileri olarak adlandırılan bu hatlar/kanallar, 2 ayrı enerji akışı ile ya da girdabın akışı ile oluştuğu, negatif hatların/kanalların “Kara Akım”, pozitif hatların/kanalların ise “Beyaz Akım” Hatları/Kanalları olarak adlandırıldığı ve bu hatlar üzerindeki akımlara kimi zaman müdahale ve kimi zaman da sair tedbirler yoluyla, dünyada psikolojik rahatlamalarla moral değerlerin artırılmasına, huzurun artırılarak iş verimliliğinin yükseltilmesine, kavgaların savaşların azaltılmasına kadar bir kısım konularda somut gelişmeler sağlanabileceği ifade edilmektedir. 

 

Sadece bu kadarla da kalmayıp, bu akımların tespiti, zamanları, yoğunlukları, nedenleri ve etkileri gibi tespitlerin daha da ortaya çıkarılabilmesi ve daha somut tespitlere ulaşılabilmesi durumunda, insanoğlunun müreffeh ve üretken yaşamına somut ve ciddi katkılar sağlanabileceği ifade edilmektedir.

 

Bunun nasıl olabileceğine en güzel örneklerden birisi olarak, akupunktur tedavisi gösteriliyor: Bedenimizde de benzer meridyenler vardır ve bu meridyenler akupunktur iğneleri ile uyarılıp harekete geçirilerek kalıcı şifalar sağlanabilmektedir. 

 

İnsan vücudunda, 12 merkez ve 8’i özel olmak üzere 20 meridyen saptanmış; dünyamızda ise, 20 üçgen ve 12 beşgen enerji alanı saptanmıştır ve elbette dünya da tıpkı insan Aura’sı (Aura: Vücudumuzu çevreleyen ve yaşamımızı sürdürmemizi sağlayan elektromanyetik alan) gibi bir Aura yaymaktadır.

 

Kara Akım olarak da adlandırılan negatif hatların yaydığı enerji, psişik bir bilinç enerjisi ortaya çıkarıyor ve bunun doğurduğu negatif manyetik etki, gerek kişisel (moral bozukluğu, kavgacılık eğilimleri, tembellik vb) ve gerekse toplumsal (ayaklanmalar, savaşlar, vb) sorunlar yaratabiliyor. Buna karşı en kolay ve basit tedbir ise, toprakla fiziksel temastır.

 

Beyaz Akım olarak da adlandırılan, pozitif hatların/kanalların yaydığı enerji ise, diğerinin tam tersine, moral değerleri yükselten, yaşama azmini artıran, ruhsal ve bedensel sağlığı geliştiren ve verimliliği yüksekten bir etki yapıyor. 

 

Çok muhteşem bir tespit olarak, beyaz akım da denilen pozitif enerjinin en yüksek ve kesintisiz yayıldığı alanların Mekke’de bulunan Kâbe ve Arafat Dağının birebir altı ve gökyüzüne kadar uzanan üstü olduğu ve daha da ilginci bu 2 alanın dünyada bulunan tüm beyaz akım hatlarının (pozitif hatların) kesiştiği güçlü bir trafo yada enerji santrali gibi bir durumda olduğu tespit edilmiştir. Ve denilmektedir ki, Hac zamanı Hac yapan insanların bu dönemde burada aldıkları bu pozitif enerji birikimini ömrünün sonlarına dek muhafaza ettikleri ve çevrelerine yaydıkları da gözlemlerle kanıtlanmıştır.

 

Mekke’de bulunan Kâbe ve Arafat Dağından sonra en güçlü Beyaz Akım (pozitif) Ley Hattının Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’da olduğu belirtilmektedir. Bunlardan hemen sonra ise Tarsus’ta bulunan (muhtemeldir ki Ashab-ı Kehf/Mağara Arkadaşları/ 7 Uyurlar’ın bulunduğu) bölge ve müteakiben de İstanbul’da bulunan Ayasofya gelmektedir. Bu 5 bölge, bugün tespitler sabit olan, dünyada pozitif akımın/ beyaz akımın olduğu bölgelerdir ve kesişim ve birleşim merkezi de Kâbedir. (Bu hususta YouTube’da ve arama motorlarında çok sayıda araştırma, rapor, kaynak mevcuttur. Araştırılıp teyit edilebilir.)

 

İslamın farzlarından olan Hac ve bu farzın icra yeri ve zamanının, beyaz akım/pozitif enerji merkezlerinin en başında gelen Kabe ve Arafat Dağı ile, yine islamın kutsallarından olan Mescid-i Aksa ve Ashab-ı Kehf’in yaşadığı kuvvetle muhtemel bölge olan Tarsus’un öne çıkması ve bu tespit ve kabullerin Müslüman olmayan batılılarca yapılmış olmasını ayrıca önemsediğimi, dikkat çekici bulduğumu, anlayanlara- anlamak isteyenlere ibret vesikası olduğuna inandığımı ayrıca bu vesileyle burada belirtmek istiyorum.

 

Dünyadaki Ley Hatlarının diğer en bilinenleri: Meksika’dan başlayarak devam eden piramit serisi, Mısır piramitleri, Peru’daki Nazca Çizgileri, Çin’de bulunan (ve halen daha açık ziyarete müsade edilmeyen) Türk Piramitleri, İskoçyada Droidler ve Keltler tarafından yapıldığı düşünülen yapılar vs.dır.

 

Ülkemize baktığımızda, Batı Truva denilen bugünkü Çanakkale’mizden başlayıp Ankara’ya kadar uzanıp oradan Nemrut dağına devam eden ve buradan da Mısır’da bulunan antik Giza kentine inen geniş bir hattan bahsedilir. İlginçtir ki, bu hatların birleşme noktası Ankara olarak belirtilmiştir ve harita üzerinde hatlar birleştirilerek çizime dönüştürüldüğünde, daha çok “t” harfini andıran bir gemi çapasına benzeyen görüntü ortaya çıkmaktadır. Çapanın tepesinde Ankara yer alır.Ankara isminin Anchoron-Anchor’dan geldiği ve bunun anlamının da “çapa” olduğu dikkate alındığında, konu daha bir ilginçlik kazanmaktadır.

 

Tüm bu hususları toparlayıp, üzerinde düşünüp tefekkür ettiğimizde ise;

 

-Dünyanın daha birçok bilinen ve bilinmeyen, bir başka ifadeyle tespit edilen- edilemeyen sırlarla dolu olduğunu,

-insanoğlunun çalışarak-uğraşarak-araştırarak-çabalayarak, neticede bu sırlara ulaşabildikçe, ruhsal ve bedensel sağlıklı yaşamını daha mantıklı ve bilimsel olarak dizayn edebildiğini,

-Müslümanlığın ve yaşamın sadece mistik bir hayattan ibaret olmaması gerektiğini, yaşamın bulmaca çözer gibi bir araştırma, gayret, çaba yani çalışma/çabalama üzerine kurgulanması gerektiğini,

-Sosyal, kültürel, arkeoloji, edebiyat, uzay bilimleri, tıp, mühendislik, vb gibi tüm alanlarda, çalışıp üretenlerin her zaman 1 adım önde olduklarını ve bunların dünyayı yönetenler, diğerlerin ise yönetilenler olmaya mahkum olduklarını,

-Her çözülen sırrın Allah’ın varlığına ve birliğine yeni deliller sunduğunu, islamın Allah’ın indirdiği en makbul din olduğunu ve bunun da yeni keşiflerle adeta yeniden yeni delillerle insanoğluna ispat olunduğunu,

-Ruh ve beden sağlığı iyi olduğu sürece, her zaman ve her yaşta çalışmanın, araştırmanın, çabalamanın farz olmasının hikmetini bir kez daha görüyor ve anlıyoruz.

 

Ancak, anlayana- anlamak isteyene, üzerinde düşünebilene yani nasipli olabilene tabiki..

 

Anlayabilenlerden, çalışıp üretenlerden olmak dileğiyle!..

mehmet şahin

12:54 (1 saat önce)
 
Yanıtla
Alıcı: ben
 
 
 
 
 
 

DÜNYADA LEY HATLARI

 

Bu makalemi çok farklı ve ben de dahil çoğumuzun pek de bilmediği ve hatta yakın zamanlara kadar duymadığı bir konuya ayırdım: “Ley Hatları”, bir başka ifadeyle “Dünyanın Manyetik Kuşakları”.

 

İçinde yaşadığımız gezegenin yani dünyanın, kendine özgü bir doğal gücü ve enerjisi bulunuyor. Dünya da, aynen canlı bir organizma gibidir; yaşı, fiziki yapısı, havası, suyu, toprağı, mineralleri vb mevcuttur.

 

İnsan bedenini saran sinir sistemi ve bu sistemde akan negatif ve pozitif enerji akımları gibi, dünyanın da yer kürenin altında ve üstünde mevcut olan, yerin jeolojik yapısının elektriksel girdabından doğan ve enerji ağları olarak dünyayı saran radyasyon akımları vardır. Bunu ilk keşfettiği ve dillendirdiği söylenilen Alfred Watkins, bunu “Ley Hatları” = “Dünyanın Manyetik Kuşakları” olarak tanımlamıştır. (Alfred Watkins’in bulduğunu ileri sürdüğü Ley Hattı: http: //en.Wikipedia.org/wiki/Alfred Watkins 1 ey)

 

Antik haritalarda, önemli bir çok tarihi yapıların hep aynı hatlarda hizalandığı, insanların topraktan akan enerji akımını, yani Ley Hatlarını, tıpkı akupunktur yönteminde olduğu gibi belirlemeye çalıştıkları görülmüştür.

 

Batıda Ley Hatları, Çin’de ise Ejderha Çizgileri/Dragon Çizgileri olarak adlandırılan bu hatlar/kanallar, 2 ayrı enerji akışı ile ya da girdabın akışı ile oluştuğu, negatif hatların/kanalların “Kara Akım”, pozitif hatların/kanalların ise “Beyaz Akım” Hatları/Kanalları olarak adlandırıldığı ve bu hatlar üzerindeki akımlara kimi zaman müdahale ve kimi zaman da sair tedbirler yoluyla, dünyada psikolojik rahatlamalarla moral değerlerin artırılmasına, huzurun artırılarak iş verimliliğinin yükseltilmesine, kavgaların savaşların azaltılmasına kadar bir kısım konularda somut gelişmeler sağlanabileceği ifade edilmektedir. 

 

Sadece bu kadarla da kalmayıp, bu akımların tespiti, zamanları, yoğunlukları, nedenleri ve etkileri gibi tespitlerin daha da ortaya çıkarılabilmesi ve daha somut tespitlere ulaşılabilmesi durumunda, insanoğlunun müreffeh ve üretken yaşamına somut ve ciddi katkılar sağlanabileceği ifade edilmektedir.

 

Bunun nasıl olabileceğine en güzel örneklerden birisi olarak, akupunktur tedavisi gösteriliyor: Bedenimizde de benzer meridyenler vardır ve bu meridyenler akupunktur iğneleri ile uyarılıp harekete geçirilerek kalıcı şifalar sağlanabilmektedir. 

 

İnsan vücudunda, 12 merkez ve 8’i özel olmak üzere 20 meridyen saptanmış; dünyamızda ise, 20 üçgen ve 12 beşgen enerji alanı saptanmıştır ve elbette dünya da tıpkı insan Aura’sı (Aura: Vücudumuzu çevreleyen ve yaşamımızı sürdürmemizi sağlayan elektromanyetik alan) gibi bir Aura yaymaktadır.

 

Kara Akım olarak da adlandırılan negatif hatların yaydığı enerji, psişik bir bilinç enerjisi ortaya çıkarıyor ve bunun doğurduğu negatif manyetik etki, gerek kişisel (moral bozukluğu, kavgacılık eğilimleri, tembellik vb) ve gerekse toplumsal (ayaklanmalar, savaşlar, vb) sorunlar yaratabiliyor. Buna karşı en kolay ve basit tedbir ise, toprakla fiziksel temastır.

 

Beyaz Akım olarak da adlandırılan, pozitif hatların/kanalların yaydığı enerji ise, diğerinin tam tersine, moral değerleri yükselten, yaşama azmini artıran, ruhsal ve bedensel sağlığı geliştiren ve verimliliği yüksekten bir etki yapıyor. 

 

Çok muhteşem bir tespit olarak, beyaz akım da denilen pozitif enerjinin en yüksek ve kesintisiz yayıldığı alanların Mekke’de bulunan Kâbe ve Arafat Dağının birebir altı ve gökyüzüne kadar uzanan üstü olduğu ve daha da ilginci bu 2 alanın dünyada bulunan tüm beyaz akım hatlarının (pozitif hatların) kesiştiği güçlü bir trafo yada enerji santrali gibi bir durumda olduğu tespit edilmiştir. Ve denilmektedir ki, Hac zamanı Hac yapan insanların bu dönemde burada aldıkları bu pozitif enerji birikimini ömrünün sonlarına dek muhafaza ettikleri ve çevrelerine yaydıkları da gözlemlerle kanıtlanmıştır.

 

Mekke’de bulunan Kâbe ve Arafat Dağından sonra en güçlü Beyaz Akım (pozitif) Ley Hattının Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’da olduğu belirtilmektedir. Bunlardan hemen sonra ise Tarsus’ta bulunan (muhtemeldir ki Ashab-ı Kehf/Mağara Arkadaşları/ 7 Uyurlar’ın bulunduğu) bölge ve müteakiben de İstanbul’da bulunan Ayasofya gelmektedir. Bu 5 bölge, bugün tespitler sabit olan, dünyada pozitif akımın/ beyaz akımın olduğu bölgelerdir ve kesişim ve birleşim merkezi de Kâbedir. (Bu hususta YouTube’da ve arama motorlarında çok sayıda araştırma, rapor, kaynak mevcuttur. Araştırılıp teyit edilebilir.)

 

İslamın farzlarından olan Hac ve bu farzın icra yeri ve zamanının, beyaz akım/pozitif enerji merkezlerinin en başında gelen Kabe ve Arafat Dağı ile, yine islamın kutsallarından olan Mescid-i Aksa ve Ashab-ı Kehf’in yaşadığı kuvvetle muhtemel bölge olan Tarsus’un öne çıkması ve bu tespit ve kabullerin Müslüman olmayan batılılarca yapılmış olmasını ayrıca önemsediğimi, dikkat çekici bulduğumu, anlayanlara- anlamak isteyenlere ibret vesikası olduğuna inandığımı ayrıca bu vesileyle burada belirtmek istiyorum.

 

Dünyadaki Ley Hatlarının diğer en bilinenleri: Meksika’dan başlayarak devam eden piramit serisi, Mısır piramitleri, Peru’daki Nazca Çizgileri, Çin’de bulunan (ve halen daha açık ziyarete müsade edilmeyen) Türk Piramitleri, İskoçyada Droidler ve Keltler tarafından yapıldığı düşünülen yapılar vs.dır.

 

Ülkemize baktığımızda, Batı Truva denilen bugünkü Çanakkale’mizden başlayıp Ankara’ya kadar uzanıp oradan Nemrut dağına devam eden ve buradan da Mısır’da bulunan antik Giza kentine inen geniş bir hattan bahsedilir. İlginçtir ki, bu hatların birleşme noktası Ankara olarak belirtilmiştir ve harita üzerinde hatlar birleştirilerek çizime dönüştürüldüğünde, daha çok “t” harfini andıran bir gemi çapasına benzeyen görüntü ortaya çıkmaktadır. Çapanın tepesinde Ankara yer alır.Ankara isminin Anchoron-Anchor’dan geldiği ve bunun anlamının da “çapa” olduğu dikkate alındığında, konu daha bir ilginçlik kazanmaktadır.

 

Tüm bu hususları toparlayıp, üzerinde düşünüp tefekkür ettiğimizde ise;

 

-Dünyanın daha birçok bilinen ve bilinmeyen, bir başka ifadeyle tespit edilen- edilemeyen sırlarla dolu olduğunu,

-insanoğlunun çalışarak-uğraşarak-araştırarak-çabalayarak, neticede bu sırlara ulaşabildikçe, ruhsal ve bedensel sağlıklı yaşamını daha mantıklı ve bilimsel olarak dizayn edebildiğini,

-Müslümanlığın ve yaşamın sadece mistik bir hayattan ibaret olmaması gerektiğini, yaşamın bulmaca çözer gibi bir araştırma, gayret, çaba yani çalışma/çabalama üzerine kurgulanması gerektiğini,

-Sosyal, kültürel, arkeoloji, edebiyat, uzay bilimleri, tıp, mühendislik, vb gibi tüm alanlarda, çalışıp üretenlerin her zaman 1 adım önde olduklarını ve bunların dünyayı yönetenler, diğerlerin ise yönetilenler olmaya mahkum olduklarını,

-Her çözülen sırrın Allah’ın varlığına ve birliğine yeni deliller sunduğunu, islamın Allah’ın indirdiği en makbul din olduğunu ve bunun da yeni keşiflerle adeta yeniden yeni delillerle insanoğluna ispat olunduğunu,

-Ruh ve beden sağlığı iyi olduğu sürece, her zaman ve her yaşta çalışmanın, araştırmanın, çabalamanın farz olmasının hikmetini bir kez daha görüyor ve anlıyoruz.

 

Ancak, anlayana- anlamak isteyene, üzerinde düşünebilene yani nasipli olabilene tabiki..

 

Anlayabilenlerden, çalışıp üretenlerden olmak dileğiyle!..





YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARA
HABER ARŞİVİ
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
YUKARI