İnsanlığın var olduğunu kabul ettiğimiz tarihten itibaren ki mali yılı bilinmiyor.o günden beride koşullara göre hayat şartları kendi zamanına uygun gelişiyor ve değişiyor.İnsan aklı ve ruhu  genetik melekelerine ve makus talihine  basit şekilde hareketle hayatını idame ettirerek varlığını sürdürmeye çalışıyor.Zaten bütün numarasıda bu.

  Yüce yaradanın verdiği zaman ayarlı güncellemelere dayalı hayat standartları gerek kişisel gereksede toplumsal manada büyüme içersede olaylar nezdinde tüm dünyada kalkınmaya sebebiyet veremiyor.Yani biçimsel anlamda gelişme manevi dünyada kalkınmayı geliştiremiyor.Çok fazla petrol ve doğalgaz gibi yeraltı ve diğer zenginlikleriniz Allah’ın verdiği usülden uygun ama esastan işlev içermiyor.

  Dolayısıyla mevcut doğada yaşayan insanlar dahil tüm canlılara yönelik doğru politikalar verilen fırsatlara aykırı kullanılmamalı ve en doğru şekilde amacına uygun şekilde değerlendirilmeli. Kalkınma sadece niceliksel değil, içinde niteliksel özellikleri de kapsayan bir kavram. Toplumsal değişim demek. Toplumun istenmeyen bir konumdan, istenen bir konuma geçmesi için yapılan bir nevi toplumsal müdahale.
Ancak kalkınma deyince aklınıza sadece gayri safi milli hasıla gibi ekonomik terimler gelmesin. Kalkınmanın gerçekleşmesi için sosyal kalkınmanın da gerçekleşmesi gerekiyor. Yani sadece erkeklerin durumuna bakılarak, sadece insanlar için önlemler alınarak kalkınmanın gerçekleşmesi mümkün değil. Kalkınma, ülkelerin, bölgelerin, toplulukların; ekonomik, toplumsal, kültürel ve çevresel şartlarında gerçekleştirilebilen, yerel ve toplumsal dengeli iyileşme süreci, yapısal gelişmedir.

  Sonuçta hepimiz, hepiniz ve herkes büyür, doğru olan ise kalkınmadır.

FAKAT ISRARLA BÜYÜMEM VE KALKINMAM NİYEKİ