Allah buyurur:  ‘Hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olabildiği gibi; hoşlandığınız bir şey de sizin için kötü olabilir; Allah bilir, siz bilmezsiniz.’ (Bakara, 2/216)
Corona nedeniyle dünya zor bir dönemi yaşamaya devam ediyor. Ancak hepimiz Corona’nın negatif yönlerine odaklandığımız için pozitif getirilerini göremiyoruz. Oysa Allah’ın buyurduğu gibi Corona beraberinde pek çok faydalar da getirdi:
1. Dünya hava kirliliğinden nefes alamaz duruma gelerek boğulmak üzereydi. Sadece dünya değil, dünyayı çepeçevre sararak hava kirliliğini temizleyen atmosfer de kirlenmiş; kanser gibi pek çok hastalıklara neden olan Ultraviyole (morötesi) ışınlarını filtre ederek zararlarını engelleyen ozon tabakası da bu kirlilikten delinmişti.
Corona ile büyük çapta atmosferi kirleten büyük sanayi tesisleri; milyonlarca uçak, milyarlarca araç egzozu susturulmuş; gemiler limanlara bağlanmış; trenler, milyarlarca TIR garajlara çekilmiştir.
Bilim adamlarına göre ozon tabakası % 25 oranında düzelmiş ve bu oranda atmosfer temizlenmiştir. Doğa; kırlar, ormanlar rahat bir nefes alarak hayvanlar şehir sokaklarına inmiş, bitkiler canlanmış; denizler arınmış, balıklar limanlarda yüzmeye başlamıştır.
Keşke BM, her yıl dünyada bütün sanayi tesislerinin, uçakların, gemilerin ve taşıt araçlarının bir ay süreyle durdurulması kararını alsaydı. Herkes ve her canlı kazanırdı.
 2. Çin kedi, köpek, böcek vs. ile vahşi hayvan pazarlarını ve yenilmelerini yasakladı. 
3. İstatistikler, özellikle trafik kazalarında olmak üzere cinayetlerin ciddi anlamda azaldığını ortaya koymaktadır. Silahlar sustu, savaşlar durdu. Hatta ‘kadın cinayetleri’ bile azaldı.
4. İslam önemle ‘tefekkür’ü/iç analizi emretmektedir. Mistik anlamda ‘nefs muhasebesi’ni çok sık vurgulamaktadır. Corona vesilesiyle insanlar büyük oranda iç dünyalarına yöneldiler, ‘söylediklerinin, yaptıklarının’ farkına varma, bireysel hayatlarını süzgeçten geçirme fırsatını buldular. Egolarını tanımaya, hırslarını gemlemeye, daha geniş, derin ve özgür düşünmeye eğildiler.
Özellikle Müslümanların tefekkür bağlamında inançlarını yeniden gözden geçirmelerini, Allah ve Resulü’nün talimatlarına daha sıkı sarılmalarını ve uymalarını umarım. Ne de olsa ‘Bir musibet, bin nasihatten yeğdir!’
5. Hangi inanca mensup olurlarsa olsunlar insanlar, ‘İyilik ve (haramlardan) sakınmada yardımlaşın; günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın’ (Maide, 5/2) doğrultusunda daha yoğun bir yardımlaşmaya girdiler, ‘muhtaç olma’nın ne anlama geldiğini anladılar ve ‘Kendinizden daha dun (yoksul) olanlara bakın; kendinizden daha yüksek olanlara bakmayın’ (Tirmizi, /Kıyame 58; İbn Mace, /Zühd 9) hadisi istikametinde insani duygular daha fazla yoğunluk kazanmaya başladı. 
6. Aile bağları daha fazla güçlendi, aile bireyleri arasında diyalog arttı; anne, baba ve çocuk ilişkilerinde önemli gelişmeler oldu. Anneler, babalar çocuklarına karşı sorumluluklarını daha iyi idrak ettiler.
7. Evde daha fazla vakit geçiren aile bireyleri, İslam’ın ilk emri olan ‘oku’maya daha fazla fırsat buldular. Bilgileri, kültürleri gelişti ve insani duyguları daha fazla gelişti. 
8. Allah’ın haram kıldığı israf azaldı. Kanaat duygusu yükselerek insanlar daha az ile yetinebileceklerini gördüler ve ‘marka’ hastalığı markajından bir süre ve bir nebze de olsa kurtuldular. 
9. İslam’ın, birinci derecede emrettiği ve sağlığın temel ilkesi olan temizlik önemli bir alışkanlık haline geldi ki sadece bu insanlık için büyük bir kazanımdır. 
10. Medya bilgi kirliliğiyle doluydu ve pek çok insan araştırmadan duyduğuna inanır ve uygulardı ki bu pek çok sıkıntıyı beraberinde getiriyordu. Corona virüsü ile ilgili açıklamalarda da aynı kirlilik yaşandıysa da insanlar daha dikkatli dinledi ve sağlıklı bilgiyi sağlıksızından ayırdetmeye çalıştı. Bu da analiz yetisini güçlendirdi. Bundan böyle hem medya hem izleyici/dinleyicileri daha hassas davranacaklar. 
11. Aylarca evlerinde mahpus kalan insanlar, özgürlüğün ne anlama geldiğini daha iyi kavradılar. Temiz bir hava alma, sokaklarda yürüme, kırlarda dolaşma, çiçeklere dokunma, kuş seslerini duyma gibi Allah’ın bedavadan verdiği nimetlerin değerini daha derinden hissettiler.
12. Ayırım yapmadan herkesi tehdit eden Corona, bütün insanların ‘eşit’ olduklarının farkına varmalarını sağladı. İslam’ın, ‘İnsanlar bir vücudun organları gibidir’ anlayışı daha derinden algılandı. 
13. Corona, insanoğlunun ne kadar ‘aciz’ olduğunun farkına varmasını sağladı. En güçlü devletler, güç sahipleri, bilim adamları minnacık Corona’nın önünde diz çöktüler. Asıl gücün para değil, manevi dinamikler olduğuna; her şeyin Allah’ın iradesiyle gerçekleştiğine bizzat şahit oldular. 
14. Devletler arası ilişkiler ve yardımlaşmalar güçlendi ‘ben’in yerini ‘biz’ anlayışı güç kazandı. Sadece Türkiye elliden fazla ülkeye yardım elini uzattı ve dünyanın ‘biz’ duygusuyla ancak yaşanabileceğini ortaya koydu.
15. Hz. Peygamber (s) her namazdan sonra şu duada bulunurlardı: ‘Allahım! Senden temiz (helal) bir rızık, kabul olunan amel ve faydalı ilim diliyorum!’ (İbn Hemmam, el-Musannaf, II. 234) Corona virüsü, ilmin mal, makam ve şöhretten daha önemli olduğunu ortaya koydu. Dünya, artık silah vs. gibi zararlı ilimlerden ziyade sağlık ve insanlığa faydalı olacak ilimlerle ilgilenmesi gerektiğini gördü. 
16. Corona, insanoğlunun kendisinden daha tehlikeli virüs ve hastalıklara hazırlıklı olması gerektiği mesajını verdi. Kolektif çalışma, kaynaşma ve yardımlaşmayla ancak bu tür pandemik hastalıkların üstesinden gelinebileceği görüldü.
Corona virüsüne bu açıdan bakıldığında başka faydaları da sağladığı görülecektir. Dolayısıyla, başta verdiğimiz ayet-i kerime, hiçbir olaya ‘at gözlüğü’ ile bakılmamasını, her olayda bir hayrın olabileceğini bize gösterdi.
Allah, her derdin devasını yarattığı gibi her derde pek çok hikmet de yerleştirmiştir.
Temelde bütün dertlerin dermanı birdir: Allah ve Resulü’ne itaat etmek!
Corona’nın buna vesile olmasını dilerim.