Kelime-i Tevhidin (Allah’?n Tek’lik Boyutunun) anlam?n?, önde gelen baz? ?slam tasavvufçu ve dü?ünürlerin aç?klamalar?n? güncel anlay???m?za ve alg?m?za göre özetlersek;
Öncesizlikte insanlar yoktu ancak birimsel birer varl?k olarak sonradan yarat?lm??t?r. ?nsanlar?n bir yaratan? vard?r ve her türlü varl???, Allah yaratm??t?r. Bu yaratan “Tek’lik” boyutundayken orta??, benzeri ya da ikincisi yoktur ve O, hep vard?, var ve var olacakt?r. Varl???n?n ba?lang?c? yoktur, öncesizdir, her zaman ve boyutta vard?r ve varl???n?n sonu olamaz, yok olmas? olanaks?z ve sonsuza kadar var olacakt?r. O’nun varl???, kendine özgü özü bak?m?ndan her zaman var olmas? zorunlu ve gereklidir, yok olmas? olanaks?zd?r. Kendi varl???yla kendinden var olmak zorunluluktur ve hiçbir nedene ya da gerekçeye gereksinimi yoktur. Her ?eyi var eden, her var? her an varl?kta tutan ve yok edendir. O’nun, maddesel bir boyutu olmad??? gibi, hiçbir cisme gereksinimi de yoktur, hiçbir madde içeri?inde bulunmaz, biçimselli?i yoktur, ölçülemez ve nas?ld?r diye sorulamaz ve sorgulanamaz. Hiçbir yarat?lm?? taraf?ndan, O deyince, akla ve hayale gelen, zihinsel ve dü?ünsel olgular ya da her ?ey, kesinlikle O’nun “Tek’lik” boyutunun anlam? kapsam?nda de?ildir. O, yaratt??? hiçbir ?eye benzemez ve bunlar bütünüyle O’nun yaratt??? birimsel varl?klard?r ve O, birimsel varl?klar gibi de de?ildir. Akla, kuruntuya, san?ya, varsay?ma ve zihinsel kurguya giren her ?eyi, kesinlikle O yaratmaktad?r. Yukar?da, a?a??da, yanda olmad??? gibi bulundu?u bir yeri ve konumu bulunmamakt?r yani O sürekli “Tek’lik” boyutundad?r. Tüm varl?klar, ?slam inan???na göre göklerin en yükse?i, dokuzuncu gök kat? olarak nitelendirilen ya da bilimsel anlamda boyutsall?k olarak nitelendirilen “Ar?”?n alt boyutundad?r. Ar? yani boyutsall?k ise, O’nun etkisi, gücü kapsam?nda ve O, boyutsall???n en üst konumundad?r. Ancak bu, boyutsall?k O’nu kaps?yor demek de?ildir. Boyutsall?k, O’nun ba???? ve gücüyle vard?r, O, geçmi?te, sonsuz öncelerde nas?l ise, ?imdi ve ötesinde de hep öyle kalacakt?r. Boyutsall??? yaratmadan önce nas?ld?ysa, sonsuza kadar hep öyle olacakt?r ve O’nda hiçbir de?i?iklik asla olmaz. O’nun kendine özgü özellikleri vard?r ve varl???n?n özünü olu?turan bu özellikleri ?unlard?r; “Ya?am, bilgi, duyma, görme, güç, irade, konu?ma ve yaratma” olmaktad?r. Bu özelliklerinde hiçbir zaman hiçbir de?i?iklik olmaz, de?i?iklik olmak demek eksikliktir, O’nda eksik ve eksiklik yoktur. Hiçbir yaratm?? olduklar?na benzemez ise de hem maddesel ya?am dünyam?zda, hem de ölümötesi ya?am boyutunda, O’nu ancak kendisinin bildirdi?i kadar bilmek, anlamak ve kavramak olas?d?r.
Bu nedenlerle Allah, bilgilendirmek için birimsel birer varl?k olarak kullar?na, elçiler gönderdi. Bu elçiler arac?l???yla kullar?na, mutlulu?a ve kötülü?e neden olan i?leri ve sak?nmas? gerekli olanlar konusunda ö?ütler bildirdi. Elçilerin en öneme sahip olan? son elçi Resulullah olup, maddesel ya?am dünyam?zdaki dinli dinsiz herkese, her yere, her millete elçi olarak gönderilmi?tir. Tüm insanlar?n, meleklerin ve cinlerin elçisidir. Dünyan?n her yerinde, herkesin, o yüce elçiye ba?l? olmas? ve uymas? gerekmektedir.
Tevhid (Tek’lik) bilinci konusunda ?slam dü?ünürü ?mam Gazali ?unlar? söyler;
“Tek’lik” bilinci, taze ceviz gibidir. Cevizin iki kabu?unu ve içini herkes bilir ve özünün özü de onun ya??d?r.
“Tek’lik” bilinci dört a?amad?r;
Birinci a?ama; Münaf?klar (iki yüzlü davran??ta bulunan müslümanlar) taraf?ndan, sözel olarak yaln?zca “La ilahe illa Allah/ ?lah yoktur, yaln?zca Allah vard?r” demelerine ra?men, gönülden ve içsel olarak inanmazlar ki bu durum, “Tek’lik” bilincinin ilk a?amas?nda olmakt?r.
?kinci a?ama; Kelime-i Tevhidin (Allah’?n Tek’lik Boyutunun) anlam?na, içsel anlamda kalbin inanmas?d?r. Bu inan??, ya ba?kas?ndan görerek ya da duyarak olur ki, bizim gibi bilgisizlerin inan??? böyledir. Ya da kan?tla ve akl?n kan?tlamas?yla inan?r. ?slam’?n inançsal konular?n? irdeleyen ve tarihsel olarak bu çerçevede geli?en dinsel ve felsefesel kuram ve dü?üncelerle ilgilenen din bilginleri ve dü?ünürlerinin inanmas? böyledir.
Üçüncü a?ama; Bir yaratan?n, her ?eyi yaratt???n? görmek, her i?in, “Tek” bir etkin taraf?ndan yap?ld???n?, ba?ka hiçbir ki?inin, hiçbir ?ey yapmad???n? anlamakt?r. Bu anlay?? için, içsel olarak kalpte bir ?????n parlamas? gerekir. Böyle olu?an inanç, bilgisizlerin ve ?slam dü?ünürlerinin inanc?na benzemez.
Örne?in, bir ev sahibinin, evde bulunmas?na inanmak üç türlü olur;
a. Birisinden duyarak inanmakt?r ki, benzemeye çal??makla ya da taklit ile olu?an inanç, bunun gibidir.
b. Ev sahibinin, her gün kulland??? bine?ini, giysilerini ve ayakkab?lar?n? evde gördü?ü için ona inanmakt?r. Bu ise, din bilginleri ve dü?ünürlerin inançlar?na örnektir.
c. Ev sahibini evde görerek inanmakt?r. Bu ise, ileri düzeyde bilgili ki?iler olan ariflerin “Allah’?n Tek’lik Boyutu” bilincine örnektir. Böyle bilinç düzeyi, her ne kadar yüksek a?amada olmaksa da bu bilinç sahibi, yarat?lm?? varl?klar? görmekte ve bunlar?n yarat?c? taraf?ndan yarat?ld???n? bilmektedir. Ancak, tüm varl?klar? gördü?ü için, bunlarda “Allah’?n Tek’lik Boyutu” bilinci tam anlamda olu?amaz.
Dördüncü a?ama; her ?eyde “Tek” var görür, “Tek”ten ba?ka hiçbir ?ey görmez. Tasavvuf anlay???nda bu duruma, “Allah’?n Tek’lik Boyutu” bilincinde yok olmak derler.
Bu dört a?amadan;
Birincisi, iki yüzlü müslümanlar?n “Tek”lik bilinci olup, cevizin d?? kabu?una benzer ki, bilindi?i üzere cevizin d?? kabu?u, ac?d?r. D?? yüzü güzel ve ye?il renkte ise de, içsel yan? yak?l?nca bol duman yaparak ate?i söndürür ve birkaç gün cevizi korumaktan ba?ka bir i?levi yoktur. ?ki yüzlü müslüman?n, “Tek”lik bilincinde iki yüzlü oldu?u bilinemedi?i için, halk toplulu?u onu gerçek müslüman bir ki?i san?r.
?kincisi, bilgisizlerin ve din bilginleri ile dü?ünürlerin “Tek”lik bilinci cevizin tahta kabu?u gibidir. Bu tahta kabuk, cevizi birkaç zaman korumaktan ba?ka i?e yaramad??? gibi, bu a?amadaki bilinç düzeyi ancak insan? Cehennem ate?inden korumaya yarar.
Üçüncüsü, cevizin özü gibidir ve yenilecek, yararlanacak k?s?md?r.
Dördüncüsü ise, cevizin özü yenilip ki?inin hücrelerine kadar sindirilmi? durumudur.
...