“Türkiye Yüzy?l?; kimlik siyaseti yerine birlik siyasetini, kutupla?t?rma siyaseti yerine bütünle?tirme siyasetini, inkâr siyaseti yerine kucaklama siyasetini, tahakküm siyaseti yerine özgürlük siyasetini, nefret siyaseti yerine sevgi siyasetini ikame etmenin ad?d?r.” (Türkiye Yüzy?l? konu?ma metninden.)
Beklentimiz de bu de?il midir? Bu ülkede hep beraber ya?ama iradesi gösterebilmek. Adil bir düzen içinde birlikte olmak.
Daha adil bir Türkiye mümkün: Devleti kim yönetirse yönetsin, di?erlerine kar?? ötekile?tirme, bask? ve zulüm yapmamas? siyasetin amac? olmal?... Kimlik siyaseti ile insanlar? ayr??t?rmamas?, bask? yerine özgürlü?ü sa?lamas?, bunu da nefreti söndürerek, sevgiyi büyüterek demokratik devlet gere?i olarak yapmal?...
Peki sorun nerede? Neden tüm millete sesleni? metinleri ‘dört dörtlük’ oldu?u halde uygulamada aksakl?klar var? Bunun kayna?? ne? Söylemler ile pratikler neden farkl? oluyorlar?
Yeterince hukuk kültürümüz mü yok? Devlet ve millet olma gelene?ine yeterince sahip de?il miyiz? Oysa bize verilen e?itimde, her ?eyin ‘dört dörtlük’ oldu?u yaz?l?yd?. Ama ya?ant? dünyas? kitaplarla uyu?muyor. Dahas? bu çeli?kileri anlamak daha fazla kültür olgunlu?u gerektiriyor ve bunu anlad???nda da sana ‘ç?k?? yolu’ gösteriliyor...
Yoksa insanlar aras? ili?ki biçimlerimizde, i? tutma tarz?m?zda sorunlar yüzy?llard?r hep ayn? m?? Toplumsal sorunlar?m?z var m?, yok mu? Esas olan, üstü örtülü kimlik siyaseti mi? Bütünle?tirme yerine, kutupla?t?rma siyaseti mi? Kucakla?ma yerine, insan onurunu inkâr m?? Sevgi yerine nefret gösterisi, kin tutma ve ayr?mc?l?k yapma m??
Belki de davran?? olarak yap?lamayan ?eyler daha çok metinsel sözlerde konu?ulur oluyor…Belki de konu?a konu?a gerçe?i fark etmek için ve de insan olarak bu sayede sorunlar? görüp hakikat üzerinde anla?maya varmak için bunlarla yüzle?mek gerekiyor...
O halde, Türkiye dünyaya ad?yla de?erli bir yüzy?l ya?atacaksa, tüm haks?zl?k ve adaletsizlik sorunlar?n? çözmeyi amaç edinmek zorundad?r. Bu ülkede her insan, ayn? de?eri ve insanca onuru ya?amak durumundad?r. Zira herkes, dil, ?rk, renk, cinsiyet, siyasi dü?ünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ay?r?m gözetilmeksizin kanun önünde e?ittir. Kimsenin ‘oy verme’ nedeniyle, partizanl?kla di?erinden bir üstünlü?ü ve imtiyaz? yoktur. Her vatanda?, kamu hizmetlerine girmeye e?it hak sahibidir; hizmete al?nmada, görevin gerektirdi?i niteliklerden ba?ka hiçbir ayr?m yap?lamaz. Devlet makamlar? ‘ganimet ve ulufe’ yerleri de?illerdir; bu sebeple kimseye ve hiçbir gruba ya da zümreye devletin pay?, imtiyazla aktar?lamaz. Millet ad?na yetki kullanan hiçbir ki?i ve kurulu?lar, Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplar?yla belirlenmi? hukuk düzeni d???na ç?kamaz. Çünkü herkesin, ki?ili?ine ba?l?, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetleri vard?r. Her vatanda??n, temel hak ve hürriyetlerden e?itlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanma, hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varl???n? bu yönde geli?tirme hakk? ve yetkisi bulunmaktad?r. Yine, her yurtta??n birbirinin hak ve hürriyetlerine sayg? gösterme, içtenlikle sevgide bulunma ve karde?lik duygular?yla toplum içinde huzurlu bir hayat talep haklar? vard?r. Bu sebeple herkes, ki?i hürriyeti ve hukuk güvenli?i hakk?na do?u?tan sahiptir. Kimseye i?kence ve eziyet yap?lamaz; kimse insan haysiyetiyle ba?da?mayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz. Anayasam?zda belirtildi?i gibi herkes, dü?ünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, dü?ünce ve kanaatlerini aç?klamaya zorlanamaz; dü?ünce kanaatleri sebebiyle k?nanamaz ve suçlanamaz. Yaln?zca temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaks?z?n Anayasa’da belirtilen sebeplere ba?l? olarak ve kanunla s?n?rlanabilir. Bu s?n?rlamalar, Anayasan?n sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine ayk?r? olamaz.
Öyleyse, konu?ma metnindeki sözlerle i?iten kulaklara, gören gözlere, hakk? konu?an dillere, kap?s? aç?k kalplere seslenelim: “Ne diyor gönül sultan? Mevlana: ‘Kamil odur ki, koya dünyada eser, eseri olmayan?n yerinde yeller eser.’ E?er ülke ve millet olarak, eser üstüne eser koyarak yolumuza devam etmezsek, bir süre sonra yerimizde yeller esmesi kaç?n?lmaz.” diyor Cumhurba?kan?m?z.
Sonuçta, Cumhuriyetimizin 99. y?l?nda, toplumda huzuru sa?lamal?y?z; milli dayan??may?, adalet anlay???n? ve insan haklar?na sayg?y? yerle?tirmeliyiz. En de?erli toplumsal eser olarak söz ve dilekleri, ya?ant? dünyas?nda çeli?kisiz davran??larla göstermeliyiz.