“COVİD testim pozitif çıkmıştır.”
Sosyal medyada en çok yapılan paylaşımlardan biri artık bu ibare.
Şöyle devam ediyor paylaşımlar.
Yorgunluk, baş ağrısı, tad ve koku almada sorunlarım var. Tedavim evde devam etmektedir.
Dualarınıza muhtacım.
Bu testleri genişletmek lazım ve mümkünse yayınlamak.
O zaman durumlar şu şekilde mi olacak?
Rüşvet testim negatif çıkmıştır.
Haram testim pozitifmiş.
Adam kayırma testimi yaptırmayı unuttum.
Yetim malı yemek, yalan söylemek, vatandaşa eziyet etme vb. testler ortaya çıkacak böylece.
Bunların tedavisi nerde nasıl yapılacak.
Peki iyileşsinler diye bunlar dua bekleyecekler mi?
İnsan Covitten korkuyor, rüşvetten, yetim malı yeme hastalığından korkmuyor.
Oysa covid ölmekle sona eren bir hastalık. Diğerleri öyle mi ya?
Yedin mi kul hakkını. Gördün ebediyyen ebenin …
NASIL BİLİRDİNİZ? SAYIŞTAYA SORUN.
Cenaze musallada uzanmış
İmam soruyor.
Nasıl bilirdiniz?
Biz nerden bilelim.
Sayıştay’a sorun.
Evet bu sabah izlediğim haberlerde Sayıştay’ın yapmış olduğu incelemlerde sonuçlar şöyle.
Parti ayrımına gitmeden bir çok belediyede kanunlara karşı hileler, harcamalar tespit edilmiş.
Acaba diyorum. Vatandaş nerden bilsin adam ne bok yemiş. Kamuda çalışanlar için cenazede bir Sayıştay temsilcisi mi bulundurmak lazım. Diyanet bu konuda ne der acaba?
GENÇLERDEN UMUTLUYUM.
Dün saygı gösterdiğim ve çok şey öğrendiğim bir büyüğüme uğradım.
Bir sure sohbet ettik. ”Ne olacak halimiz”de konulardan biriydi.
Kutsal olanın ötelendiği, zayıf hadisler, uydurma fetvalar, mezhep taasubları ve atalarımızdan gördüklerimiz nedeniyle zihinsel ve pratik bir felç durumunda olduğumuzu konuştuk.
Gençlerimizin büyük oranda deist, ateist olmaya devam ettiğinden vahlandık.
Tevratın” ON EMRİ “ var. Kur’an’da da bu emirler var. Bunlara uysak yeter.
Sohbet güzeldi. Ufkum açıldı.
Sorun gençlerde değil onlar bizim yanlışlarımız nedeniyle fesada uğradı oysa, fitneye battık
Fesad dağılır ama, fitne bitmez deyip noktayı koyduk.
ZARARIMA DAVRANIŞIN HAYIRLI SONUÇLARI
Ankara Batıkent yolu üzerinde hız sınırı 50 olan uygulama yapıyor trafik.
30 km hızla inadına yolu tıkadım ortalık karıştı. Bir kaç defa yaptım bunu.
Sonunda polislerle anlaştık. Yapmayınız bunu dediler.
Bende burda 50 ile siz benden fazla kaos çıkarırsınız dedim.
Zaten 70’ e kadar ceza yazmıyoruz artık dediler.
Kural diye vatandaş devlet hepimiz birlikte ahmaklığa devam ediyoruz çoğunlukla.
Başka bir husus.
Avrasya tünelinden altı defa yasak geçiş yapıp süresinde ödememişim.
Sanıyorum altı kat ceza uygulanmış. Belki elli defa aradılar.
Tek cevap cezaları ödemem. Ana parayı öderim.
İcraya verin yada yetkiliyle görüşeyim.
Muhatap alacaklı kim bir türlü öğrenemedim.
En son üç ay sonra icraya verdiler.
Şimdi davalaşacağız.
300 TL ye 2100 TL istiyorlar.
Sonuna kadar mücadele. Eğer bu cezalardan vazgeçilmes ise herkes için
Aha söylüyorum.
Şiir, hikaye, bohemlik,
Bu cezaları ve bütün saçmalıkları bir bir devirmeden geri dönmem bilesiniz.
Avrasya Tüneli sana söylüyorum.
İKİ ÖNERİ
Çok önemli bir mütefekkirimiz vardır. Rahmet olsun.
Filibeli Ahmet Hilmi .”Şehbenderzade” çok güzel bir lakabı da var.
Bilirsiniz.Bu aydınımızın A’mak-ı Hayal(Hayalin Derinlikleri) bir kitabı var.
Daha önce okuduğum bu kitabı bu sefer daha dikkatle okuyorum
Sizde okuyunuz derim.
Edebiyatta “iştikak” diye bir sanat vardır.
Aynı kökten iki kavramın aynı mısrada kullanılması.
“Sebat ü azme hail bir deni dünya mı kalmıştır?”
Namık Kemal’in Murabba adlı şiirinde ki bu mısrada “deni” ve “dünya “aynı kökten alçak anlamına gelen bir kelime kullanılmıştır.
Bu vesile ile Murabba şiirini bir okuyunuz derim.
Hamiyet duygunuz gelişsin.
İnsafınızda vatanınız da daim olsun dostlar.