Merhaba sevgili dostlarım...
Bugünün anlam ve önemine uygun olarak Down sendromu hakkında yazmak istedim. Biliyorsunuz ki bugün 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü.
Down sendromu, hastalık olarak ele alınmamalı ve hastalık olduğu düşünülmemelidir. Bu tamamıyla genetik oluşumlardan kaynaklanan bireysel bir farklılıktır. Bu bireylerde kromozom sayısı 47’dir. 23 kromozom anneden, 23 kromozom babadan alan tipik birey, down sendromlu bireyde 21. kromozom iki olması gerekirken fazladan bir adet daha eklenir bu kromozomlara ve üç adet olmaktadır ve böylece toplamda 47 kromozom yer alır. (Trisomy 21)Ancak tabii bu şekilde olanları olduğu gibi, bir de 46 kromozomun içinden 21. kromozoma eklenip onu üç adet yapmasıyla oluşan türleri de vardır.(Translokasyon) Görüldüğü üzere down sendromu, genetik yapılanmanın oluşumu sırasında bireye farklı bir özellik katan kurgulanma düzeniyle alakalıdır. Bu yönüyle asla bir hastalık ve rahatsızlık değil, bütünü tamamlayan ve bütünün içerisinde olması gereken parçalardan biridir.
Down sendromlu bireylerin, fiziksel görünümleri duygusal yönlerine engel oluşturmaz. Başka bir deyişle, tipik bireylerde olduğu gibi gülerler, eğlenirler, aşık olurlar, kalpleri kırıldığında üzülürler vs. Doğru zamanda, doğru yönlendirmelerle; disiplinli ve düzenli bir şekilde aldıkları eğitim, fizik tedavi, dil desteği, terapiler ile istedikleri gibi bir hayat yaşayabilirler, çalışabilirler, üniversite okuyabilirler, ikinci bir dil öğrenebilirler. Bu durumda onları hayata kazandırmak ve bireysel farklılıklarını benimseyerek gayet “normal bir birey” olduklarını düşünmek ve bu şekilde onlara bakabilmek çok önemli ve değerli.
Bugün ayrıca, 21 Mart Dünya Şiir Günü... Bu vesileyle günün ve yazımın anlamına ve değerine yönelik bir de şiir yazdım, paylaşmak isterim...
“ Ben ‘sen’im,
Sen de ‘ben’sin.
Ayrılığımız yok birbirimizden.
Senin gözlerin iri, benimki çekik,
Senin burnun kocaman, benimki küçük,
Senin hayallerin var, benimse hayallerimi gerçekleştirecek arzum.
Gücüm yok mu sanırsın ya da kabiliyetim?
Sen de bilmediklerini öğrenmiyor musun?
Geliştirmiyor musun kendini?
Bireysel farklılıklar gayet normal değil mi?
Farklılıklardır bizi yakınlaştıran, birleştiren.
Senin hızlı gelişimin, benim çok sevişim ileriden gülümseten.
Sen yapabiliyorsan, ben de yaparım öğretirsen.
İleriden gitmek değil ki marifet, geriden de ilerlenebilir elbet.
Belki de küçük adımlar, büyük adımlardan daha öndedir.
Koşmaya var cesaretim
Benimle koşmak istersen.
Ellerimden sevindirir tutman,
Ben de hayata tutunurum sevgi dolu kalbimden...”
Hayata tutunabilenlere, tutunmak isteyenlere yol olabilenlere ve yol açabilenlere
Sevgiyle...