Çin’de başlayan COVİD-19 salgını burada binlerce insanın ölümüne yol

açtıktan sonra İran’ı kasıp kavurdu ve akabinde Avrupa ve Amerika

pandemiye yakalandı. Başta Amerika, İtalya, İspanya, Fransa, Almanya

olmak üzere dünyada bugün itibariyle 50 bini aşkın insan canından oldu.

Devletler çaresiz. Vatandaşının can güvenliğinden, sağlığından sorumlu

batılı devletler vatandaşına bir nevi, “Size bakamıyoruz” diyor. Kimi

devletlerin sağlık politikasındaki hatalarından, kimi devletlerin insana

bakışından ve devletlerin kifayetsizliklerinden dolayı Batıda patır patır

insanlar ölüyor.

Ve hiçbir devlet bu salgından kurtulamıyor.

Burada önemli olan husus, bu küresel salgın sonrası devletlerin karşı

karşıya kalacakları durumdur.

Bakınız; Dünyanın 10 büyük borsasında şirketler üç ayda 20 trilyon dolar zarar etti. İlk sırayı alan Çin, 4 trilyon dolar, AB ülkeleri 3,5 trilyon dolar kaybetti. Dünyanın 24 trilyon dolarlık ekonomik kaybı var. Çin’de 65 milyon işyerinin 1/3’ü yani 32 milyonu kapandı. Sadece Avrupa’da milyonlarca insan işinden oldu ve dünyada 330 milyon çalışan işten çıkarıldı.

Rakamlar korkunç!

Daha korkuncu, devletlerin kaybı her geçen gün katlanacak ve bu

yaşanacaklardan sonra kimi ülkelerin milli ve siyasi birliği bozulacak. Artık

dünya eski dünya olmayacak, kimi devletler de yeni dünyada yerini

alamayacak.

Elbette salgın sonrasında dünya düzeninde hemencecik büyük değişiklikler

olmayacak. Sosyal ve siyasi hadiselerin süreçleri vardır. İşte o süreç

pandemi başlamış bulunuyor. Devletler pandemi sonrası bir nevi “hasar

tespit çalışması” yapacaklar. Yapacakları bu çalışmada öncelikle

ülkelerinin ekonomik ve siyasi durumunu masaya yatıracaklar. Ardından

mesela AB gibi BM gibi ittifak ve örgütlerin kendileri için ne ifade ettiğine

bakacaklar, en çok da Amerika Birleşik Devletleri’ne. Amerika’nın Senyoraj Hakkı

Berlin Duvarı sonrası kurulan düzen, bütün dünya için 50 yıllık hayal

kırıklığı oldu. Tek patron Amerika, haydutlar gibi davrandı. Bu süreçte

kurulan dolar hegemonyası Amerika’ya adeta Senyoraj hak kazandırdı.

Malumunuzdur, Senyörler kendi adına bastıkları paralara o paranın

ekonomik karşılığını değil, o paraya kendi siyasi gücü kadar değer

yüklerlerdi. Senyör güçlü kaldıkça parası bitmez ve bu parasıyla her şeyi

satın alma gücünü elde ederdi.

***

Doların ve dolayısıyla ABD’nin hakkaniyete uymayan bu gücü karşısında

dünya devletleri kazançlarının neredeyse 2/5’ini ABD’ye vermek zorunda

kalıyordu. ABD’nin oluşturduğu güvenlik tehdidinden dolayı yine ABD’nin

silah satışındaki fahiş fiyat, petrole müdahalesi, IMF üzerindeki etkisi gibi

kalemlerde Amerika dünyayı sömürdü. Bu sömürü uluslararası hukuk kılıflı

olduğu için kimse yüksek sesle ve ciddi itirazlarla buna karşı çıkmıyordu.

Ama aynı Amerika, çoğu zaman uluslararası hukuk kılıfı arama zahmetinde

bulunmadan devletlere çöküyordu. Orada bulunan ne varsa Amerika’ya ait

oluyordu. Irak ve Suriye petrollerine Amerika milyonlarca insanı öldürerek

ve öldürterek çökmüş bulunmaktadır. Venezüella ve diğer Latin ülkelerde

yaptıkları bu yazıya sığmaz.

Amerika üzerine düşeni yapmadı.

Amerika, öncesini geçtim, ama 2 Dünya Savaşı yıkımı sonrasında dünyaya

barış, demokrasi ve adalet va’d etmişti. Çok geçmeden Amerika’nın

bahsettiği barışın katliam, demokrasinin darbeci faşizm, adaletin ise zulüm

olduğunu bütün dünya gördü.

Şimdi hesap zamanı

Dünya devletleri pandemi sonrası başını kaldırdıklarında ilk olarak Amerika

ve diğer dost bildiği ülkelere bakacak. Kendilerine reva görüleni,

güvenlerinin nasıl yerle bir edildiğini görecek ve bu zorlu süreçte kimlerin

zor gün dostu olduğuna bakacaklar.

Evet, kavga küreselcilerle ulusalcıların kavgası, ama her tarafı etkileyen,

her ülkeyi ilgilendiren bu kavga, uzun vadede bugüne kadar yaşanan

kavgalardan çok farklı bir amaca dayanıyor.

Yeni insan!

Çünkü insan devlettir.

Mevzu çok derin...