Gün yoktur ki sosyal medya üzerinden İslam’a hakaret eden birleri çıkmasın. Sahte hesapları geçtim, tanınmış gerçek kişiler/hesaplar maneviyatımıza saldırıyor.

Başarınca,

Başarılarımızı inancımızla, medeniyetimizle açıklayınca zıvanadan çıkıyor bu güruh.

Başarının dindarla birlikte anılmasını istemez bu güruh.

Hiçbir başarının Müslümanlara nasip olmasını hazmedemiyor bu azgın güruh...

Türkiye C-19 sürecini gelişmiş ülkelere nazaran 5 kat 10 kat daha iyi geçirdiği için adeta çıldırıyorlar. Neden Türkiye’de Amerika’dan, Almanya, İngiltere, Fransa’dan daha çok can kaybı yaşanmadı diye adeta Allah’a isyan eden bu güruhun içinde bulunduğu hal ve gidişat sadece hain olmaları ile açıklanamaz.

Ülkenizi sevme şerefine nail olmayabilirsiniz,

Ülkenizin kahir ekseriyetinin inancını beğenmeyebilirsiniz,

Milletinizin değerlerini taşımayabilir, inandığı dini benimsemeyebilirsiniz…

Ancak;

Sadece son asırda 120 milyon insanı katleden, gelişmemiş ülkeleri işgal eden, Afrika’yı talan eden batıya bu kadar hayranlık besleyip, kendi halkıyla, halkının değerleri ile bu kadar kavgalı olmak nasıl, ne ile açıklanır bilemem!

Genellikle organize, ne yaptıklarını, niçin yaptıklarını bilen bu ahlak yoksunu güruh her gün İslam’a ve Müslümanlara hakaret ediyor.

Bilmem fark ettiniz mi? Bu saldırganların ortak paydası Türkiye’nin önlenemez yükselişine tahammülsüzlük…

Rahmetli Salih Mirzabeyoğlu’nun yıllar önce söylediği gibi, Şartlar Türkiye’yi tarihi rolünü oynamaya zorluyor ve bu rolünü bihakkın yerine getirecek olan devlet aklı bütün unsurlarıyla faal durumda.

Bir asra yakın Türkiye’de yağ, şeker, un varken yönetici olarak helva yapabilecek kabiliyetli insana izin vermeyen “Yabancı akıl”, şimdi un, şeker ve yağın başında helva yapmak için kollarını sıvamış yetenekleri, cesaretleri kâmil yöneticileri görmeye tahammül edemiyor.

İşte bu Türkiye’ye hiçbir başarı, hiçbir avantaj, hiçbir övgü nasip olsun istemez bu güruh.

Siz de dikkat ettiniz mi?

Ne zaman ki AB, BM, ABD, NATO bu süreçten dolayı Türkiye’yi övecek bir açıklama yapsa, CHP gibi bu güruh da çıldırıyor.

Türkiye koronavirüs ile mücadelede sela ve dualarla millete moral vererek yoluna devam ederken, bunlar selayı yadırgıyorlar.

Tamam, bu güruhun 15 Temmuz ihanet girişiminden beri selaya tepkili olduğunu biliyoruz. Lakin bu güruhun, Müslümanlar için mübarek olan Ramazan ayında alenen İslam ve Peygamberine bu kadar hakaretten öteye küfretmesi sadece İslam ve Peygamberine olan nefretleri ile açıklanamaz.

O zaman ne?

Bu güruhun organize bir güruh olduğunu, kumanda ile çalışmaya müsait olduğunu bilen küresel akıl, bu güruhun aziz İslam’a olan nefretini körükleyerek, Müslümanlar için dokunulmaz olan mukaddesata açıktan ve Müslümanları tahrik edecek şekilde saldırmalarını dikte etti.

Evet,

Organize, kullanılışlı bu güruhu, değerlerimize saldırmak için kumanda ediyorlar.

Çünkü bu milletin mukaddesatına düşkün olduğunu iyi biliyorlar.

Çünkü bu milletin, mukaddesatına saldırıya tahammül edemeyeceğini biliyorlar.

Çünkü bu milletin, küfredenleri affetmeyeceğini gayet iyi biliyorlar…

O zaman mesele anlaşıldı:

Türkiye’de yeni bir kavga ortamı oluşturmak,

Türkiye’nin kaosa sürüklenmesini sağlamak,

Türkiye’nin huzursuzluk girdabında nefessiz kalmasını sağlamak…

Sonra mı?

Atı alan Üsküdar’ı geçecek.

Yani?

Yanisi, hiçbir olumsuzluk yaşanmasa bile ülke yeni bir dünyanın kurulduğu bu dönemde Türkiye huzursuzluklarla uğraşsın, yeni dünyada yerini alamasın ve bunun suçlusu dindar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yönetimi olsun.

Başka mı?

İlk seçimde “Eski Türkiye’ye dönüş”çüler zafer ilan etsin.

Sonra mı?

Bunu altmış defa yazdım, bir daha yazayım;

Türkiye’nin coğrafi konumu gibi jeopolitiği de teopolitiği de dünyada emsalsizdir. Türkiye’nin hayrına olup olmadığına dair bir kanaate bulunmuyorum, lakin yerkürede benzeri olmayan bir ülke Türkiye.

Biz bu toprakları İslam’a ve Türklere düşman Haçlılardan aldık ve ülkemizin harcını şehidlerimizin kanı ile kardık.

Bize bırakacaklar mı sandınız?

Saf olmayın!

Zira saf olanlara Anadolu’da hayat hakkı tanımazlar...