Tweet |
CHP’deki Beştepe kaosuyla ilgili konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terör örgütleriyle yaşadıkları ilişki sebebiyle CHP’ye Atatürk’ün ahının tuttuğunu söyledi.
Bahçeli, Türkgün gazetesinden Orhan Karataş’a röportaj vererek gündemdeki gelişmelere ilişkin değerlendirmeler yaptı.
“Kılıçdaroğlu’na alternatif oluşturma projesi”
Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan’ın ortaya attığı ve siyasetin gündemine bomba gibi düşen iddiayla ilgili konuşan Bahçeli, “Bir defa yaşananlar bana göre bir kumpastan ziyade bir projedir. Bu projenin ismi de Kılıçdaroğlu’na alternatif oluşturma projesidir.” dedi.
“İşi gücü, yalan dolan”
Kılıçdaroğlu’nun kendi ülkesini yurt dışına şikayet ettiğine dikkat çeken Erdoğan,
“CHP Genel Başkanı siyaseti körleştiren ve kötüleyen bir zihniyet ve dibe battı. Ülkemizin içeride istikrarsızlaştırılması, dışarıda da itibarsızlaştırılması için kaygı verici bir arayışın içine gömüldü.
Düşünebiliyor musunuz, Türkiye’de can ve mal güvenliğinin olmadığını söylüyor.
Bu Kılıçdaroğlu kime hizmet ediyor? Kimlerin hesabına çalışıyor?
Dünyanın hangi demokratik ve medeni ülkesinde devletini/ülkesini karalayan, kundaklayan ve hassasiyetlerini kurcalayan bir muhalefet anlayışı vardır? İşi gücü, yalan dolan.” ifadelerini kullandı.
“CHP, Türkiye’nin karşısındaki mihrak haline geldi”
MHP lideri Bahçeli’nin CHP ve Kılıçdaroğlu’na yönelik açıklamaları şöyle:
“Terör örgütleriyle al takke ver külah içinde. FETÖ’ye tamam demiş, bunu bizzat kendi partisinde üst mevkilerde bulunan siyasetçiler itiraf ediyor.
Pensilvanya’yla uzaktan paslaşıp, yakından temas kuruyor. PKK ve YPG, Kılıçdaroğlu’nun aklını başından almış, oyuncağa çevirmişler!
Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, Türkiye’nin karşısındaki mihrak haline gelmiştir.
Kaynağından ve kökünden tamamen kopmuştur. Atatürk’ün mirası yağmalanmıştır. Yabancı başkentlerin esaretine giren bir CHP söz konusudur. Bununla birlikte muhasım lobilerin tasallutu altındadır.
“Terörle mücadeleye köstek oluyor”
Kılıçdaroğlu günden güne erirken, Türkiye’nin siyasi ve toplumsal dengelerini de bozmanın çabasındadır.
Terörle mücadeleye köstek olan, itiraz eden, devamlı engel çıkaran kendisidir. Fırat Kalkanı Harekâtı başlar, ne işimiz var bataklıkta der. Zeytindalı Harekâtı başlar, ‘Sakın Afrin merkeze girmeyin’ diye seslenir. Barış Pınarı Harekâtı’na karar verilir, ‘İçim yana yana destek oluyorum’ diye sitem ve şikayet eder. YPG dersiniz, ‘Bize mi saldıracaklar’ diye çıkışır. Hendek kazan teröristlerden bahsedilir, ‘Ne hendeği’ diyerek şaibeli tavır gösterir. Teröre bulaşmış, terör örgütüyle emel ve eylem birliği yapmış HDP’li belediye başkanları görevlerinden uzaklaştırılır, darbe çığırtkanlığı yapar.
Asıl darbe girişimi olan 15 Temmuz’a tiyatro diyerek 20 Temmuz’u öne çeker.
“Kılıçdaroğlu’nun günahları saymakla bitmez”
‘Siyasette kumpas var’ der, 2018 yılında İYİ Partiyle eş güdümlü kumpaslarını aklına bile getirmez.
Bu Kılıçdaroğlu’nun günahları saymakla bitmez. HDP’ye kucak açıp, Atatürk sevdalılarını dışlayan, bölücülerle aynı hizaya girip milli birlik ve kardeşliği dinamitleyen CHP’nin başındaki bay zattır.
Muhtelif ülkelerdeki muhalefet yöntemlerini yaralayıcı ve sarsıcı bir dille sahip çıkan, hakaret ve hıyaneti allayıp pullayan bellidir.
Hatta sekiz ülkede baş gösteren siyasi ve toplumsal infiallerin bir benzerini, bir melez halini Türkiye’ye taşıma emelinde ve hevesinde olan sorumsuz birisiyle milletimiz karşı karşıyadır.
Bu nedenle demiştim ki, Bolivya’yı Türkiye’ye taşımaya niyet edenler bedelini ağır öder.
“Ortada bir arayış olduğu kesindir”
Kılıçdaroğlu denetim ve kontrolden çıkmıştır. Türkiye’yi uçuruma çekmek maksadıyla yaptığı çirkeflikleri ve çirkin siyaseti milletimiz reddetmektedir.
Anlaşılan bu siyaset ilkelliğiyle bezenmiş kirli ve zillet üsluptan rahatsızlık duyanların bir alternatif oluşturmak için harekete geçmişlerdir.
Meşru mudur değil midir, bunu bilemem. Ama ortada bir arayış olduğu kesindir.
“Kumpas bunun neresinde?”
Beştepe’de Sayın Cumhurbaşkanı’yla gizemli bir CHP’linin görüştüğü yalanını ilk servis eden çürümüş ve iftiralarıyla sivrilmiş Rahmi Turan’dır.
Kaynağı da son derece şüphelidir. Sonunda yazan da, kaynak da, suçlanan da, suçlayanlar da konuşmuştur. Akıl tutulması had safhadadır. Ortalık karmakarışıktır. İşin tuhaf yanı, Kılıçdaroğlu’nun Rahmi Turan’ın iddiasına inanması, ama isim vermekten kaçınmasıdır.
Cumhurbaşkanı, ‘Külliyen yalan’ diyor, Muharrem İnce, ‘Kendimi yakarım ve CHP’de çete var’ diyor, kaynak ‘Israrlıyım’ mesajı veriyor, Rahmi Turan ‘Hata yaptım’ diye yazıyor, Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamalarda, 9 Kasım saat 01.15’de gizemli CHP’liyi taşıdığı iddia edilen araçların olmadığı, teşhir edilen plakaların kullanılmadığı dahi söyleniyor, o halde kumpas bunun neresinde? Kılıçdaroğlu’nun bildiği ve inandığı nedir?
“Kendi arkadaşlarına güvenmiyor”
CHP Genel Başkanı bir defa kendi arkadaşlarına güvenmiyor. CHP üzerinde pek çok kumpas yapıldığını dile getiriyor. Bana göre yanılıyor. Krize ve kaosa oynadıkça açık veriyor.
Kendi partisindeki alaborayı göremiyor, görmek istemiyor. Bay Kemal’in suyu ısınıyor, kendisine alternatif oluşturma süreci farklı metot ve kanallarla devam ediyor. Bizim dışarıdan gördüğümüz budur. Süreç nasıl ilerler bilemem, çok da dert etmem. Su akar mecrasını bulur. Fakat bir gerçeğin altını tekraren çizmek isterim: Kılıçdaroğlu milli güvenlik sorununa dönüşmüştür. CHP’nin gelenekleri ve gerçekleri bu şahsı artık taşıyamıyor.
“Atatürk’ün ahı tutmuştur”
Dilinin ayarı kaçtığından densizliği de tavan yapmış durumda. Terör örgütleriyle girdiği mesai onun çuvallatmış, Atatürk’ün ahı tutmuştur. CHP’de kaynayan kazanlar artık kapak tutmaz, sular durulmaz, kanamaya yol açan yüksek basınç dinmez.
Parti içindeki hesaplaşmaları kumpas örtüsüyle kapatamazlar. Çivi tutmayan çürük tahtaların üzerinde daha fazla duramazlar. CHP sallanıyor, sallandıkça da gövde yarılıyor.”