Eskişehir Şehir Hastanesi’nde görev yapan Dahiliye Doktoru Mehmet Karakoç’un 21 Mart Cumartesi günü akşamında birden ateşi çıktı. Ertesi gün çalıştığı hastanenin acil servisine giden Karakoç, yapılan tahlillerin ardından korona virüse yakalandığını öğrendi. Test sonucu pozitif çıkan Karakoç, bir müddet hastanede kaldı. 12 gün gibi kısa bir sürede korona virüsü yenmeyi başaran Dr. Karakoç, bu süreç ile ilgili önemli bilgiler verdi. Hastalığın belirtilerinden de bahseden Karakoç, "21 Mart gününün akşamında ateşim çıktı. Ateş, üşüme ve terleme şeklinde başladı. Korona virüs olabileceğimi hiç düşünmedim. Ertesi gün çalıştığım hastanenin acil servisine gittim. Orada tahliller yapıldı, tomografim çekildi. O zamanlar Eskişehir’de virüs süreci yeni başlamıştı ve bizim hastanede de birkaç vaka vardı. Yine de o şüpheyle tomografim çekildi, kan tahlillerim yapıldı. Enfeksiyon doktorumuzla görüştük sürüntü örneği alındı. Cumartesi akşamı başlayan ateşim pazar günü de devam etti. Özellikle göğüste yanma, üşüme, titreme, halsizlik, yaygın kas ağrıları gibi şikayetlerim oldu. Ertesi gün de aynı şikayetlerim devam etti. Pazartesi günü daha iyiydim ama akşamına testimin pozitif olduğunu öğrendim. Hastaneye gittim ve yatış sürecim başladı ve 9 gün hastanede yattım" diye konuştum.

"ATEŞİN DERECESİ YÜKSEK OLMASA DA HİSSEDİLMESİ FARKLI OLUYOR"

Hastalıkta derecesi düşük ateşin vücutta farklı hissedildiğini belirten Karakoç, "Şimdi çok şükür iyiyim. Yapılan 2 ayrı testte negatif sonuç aldım. Bulaştırıcılığımın kalmadığını düşünüyoruz ama her ihtimale karşı kendimi izole etmeye devam ediyorum. Daha iyiyim ama hastalık kolay geçmiyor, zaman alıyor. Ateşin derecesi çok yüksek olmasa da hissedilmesi daha farklı oluyor. Özellikle üşüme, titreme ve terleme oluyor. Çocuklukta geçirilen bir ateşli süreç gibi uzun süre yatıyorsun. Yattığın dönemlerde kabuslar da görüyorsun. Sanki ateşin çıkacakmış gibi bir hal sürekli gün içerisinde devam ediyor" şeklinde konuştu.

"MORALİ NE KADAR YÜKSEK TUTARSAN ATEŞİN O KADAR DÜŞÜYOR, LABORATUVAR DEĞERLERİNE DE YANSIYOR"

Korona virüse yakalanmış kişinin iyileşme sürecinde moralin çok önemli olduğuna değinen Karakoç, "Bu hastalıkta moral çok çok önemli, pozitif olduğunu öğrendiğinde kaygı oluyor. Yine de ailemden uzak durmaya çalıştım. Onlarda çok şükür bir sorun çıkmadı. Pozitif denildiğinde ilk etapta moralin bozuluyor ve kendini kötü hissediyorsun. Morali ne kadar yüksek tutarsan ateşin o kadar düşüyor. Moral yüksek olunca laboratuvar değerlerine de yansıyor, kendini daha iyi hissediyorsun. Çok şükür ailemin, arkadaşlarımın desteğiyle atlattım. Karamsarlığa düştüğüm zamanlar da oldu. Hekim arkadaşlar, diğer sağlıkçılar ve hastalar için moral çok önemli. Bu hastalığı yeneceğinize olan moral ve motivasyonunuz tam olsun. Bu hastalık bir şekilde vücudunuzdan gidecek. Biraz uzun bir süreç alıyor, semptomlar tekrarlıyor ama sabretmeyi öğreniyorsunuz. Bu hastalığın geçeceğine olan inançlarını kaybetmesinler" dedi.

"3 AY EVİNDE OTUR, 6 AY EVİNDE OTUR AMA HASTA OLMA"

Korona salgınını dikkate almayanlara seslenen Dr. Karakoç, virüsün şakasının olmadığını belirterek, "Dikkate almayanlara şunu söyleyeyim, en güzeli bu hastalıkla hiç karşılaşmamak. Bunun kıymetini bilmek lazım, hastanede yatmak kolay değil. 3 ay evinde otur, 6 ay otur ama hasta olmayın. O hastalık süreci bambaşka. Bu işteki en önemli nokta virüsle hiç karşılaşmamak ve hasta olmamak. Bu yolda çok insan hasta olup vefat etti. Dikkat etmek lazım bunun şakası yok" ifadelerine yer verdi.

"ZORLU BİR SÜREÇ AMA İNSANLIK KORONAYI YENECEK"

Son olarak hastalığı boyunca meyve tükettiğini ve insanlığın eninde sonunda virüsü yeneceğine inandığını vurgulayan Karakoç, şunları söyledi:

"Özellikle meyve tüketimimi artırmaya çalıştım. Öğünlerimde meyve olduğunda kendimi daha iyi hissediyordum. İnançlarını hiç kaybetmesinler. Biraz zorlu bir süreç ama ülkemiz de insanlık da koronayı yenecek."

(Çağatay Gür - Mustafa Kaplan/İHA)